31 Temmuz 2012 Salı

geri dönüşüm rüzgar süsü...



 Taaaa geçen yıl yapılacaktı bu aslında. Ama o kadar pet şişe altı olmadığı için elimde kış boyu biriktirdim. Ve yaptım.

Küçük pet şişelerden yaptım ben süsümü. Altlarını kestim. Boyamak yaparken aklıma geldi. Ahşap boyaları ile rengarenk boyadım kuruttum hepsini. Şu üstte iplerin bağlandığı beyaz şey de hani lambalarda olur ya (adını bilmiyorum) tavan tarafındaki parça o işte. Onu da çiviyi ısıtarak deldim. Renkli olsun diye kırmızı ipi kullandım ama çok iyi bir seçim değilmiş. Pütürcüklü olduğundan hem geçirmek zor oldu hem de yumuşak bir ip olduğundan çabuk karışıyor....

Çocuklar bayıldılar bu süse. Şimdi yine biriktiriyoruz pet şişe altı. Çocuklarla bahçeye yapacağız bir tane de...


30 Temmuz 2012 Pazartesi

mercimekli börek.....


Mercimekli-haşhaşlı börek.. Tarifi sevgili Cafe portakal'dan...Doğum gününde farklı , yapmadığım lezzetler de eklemek istedim. Nette dolanırken denk geldiğim tarif aklımdaydı zaten denedim-beğenildi.....

Malzemeler; 4 yufka, 2 yemek kaşığı haşhaş ezmesi (ben sarı haşhaş ezmesi kullandım), haşhaşı inceltmek için sıvı yağ...
İçi için; 1 su bardağı yeşil mercimek, 2 soğan, zeytinyağı, zevke göre baharatlar....

Önce mercimeği bir güzel haşlayıp kara suyu çıkana kadar yıkadım, süzdüm. Soğanı yemeklik doğrayıp kavurdum ardından mercimeği ekledim. Tuz ve baharatları da ekledikten  sonra soğumaya bıraktım..
Yufkalardan birincisini tezgaha serip üzerine yağla inceltilmiş 1 kaşık haşhaş ezmesini yaydım. Üzerine ikinci yufkayı da koyduktan sonra 12 eşit parçaya bölüp iç harcını ekleyerek rulolar sardım. Diğer 2 yufkaya da aynı işlemi yaptım.

Sonradan eklenen küçük bir not....Yemek bloğu olmayınca minik detayları unutmuşum ben.  Böreğimi 180 derecede fırında pişirdim. Fırına vermeden önce de üzerine yumurta sarısı sürdüm.....

29 Temmuz 2012 Pazar

Ada'nın doğum günü...





Ada Boran Sipahi'nin bir doğum günü daha yapıldı bitti...Ada ve Deniz'in doğum günleri çok çok özel o oranda da güzel olsun istiyorum ben. Bu yıl üç kuzenleri yoktu. Yağız, Eren ve Burak abimiz anneannelerine gittiğinden 3 eksiktik yani...Kalan beşli yukarıda. İtinayla azdılar:)))

Herkes toplandıtan sonra pastamızdaki mumları üfleyeceğimiz sırada küçük bir azma operasyonu yaptı  çocuklar. O sırada masanın üstündeki cam su şişesi yere düşerek tuz buz oldu. 3-4 kişi bir anda camları toplamaya başladık, ne olur olmaz diye dip köşe temizlik gördü benim balkon...Elektrikli süpürgelerle süprüldü falan. O arada pasta unutuldu üzerindeki mumlar yanmaya devam tabiki...

Neyse kimseye birşey olmadan cam kazamız atlatıldı da muhabbet moduna geçebildik. Sıcaklar beni yordu bu yıl pasta-çörek çeşitlirini abartmadım. Bir diğer masada bahçemden meyveler vardı (çekmeyi unutmuşum o masayı) kara üzüm, incir, böğürtlen...Yoğurtlu semizotu salatası...

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Bugün yine deniz vardı planlarımızda....

 Bir hamakta 3 deli:)))
Neyse hamak sağlanmış....


 Deniz nihayet kafasını kendi isteğiyle denize soktu...Babasıyla çalışırlanken çektim bu fotoyu...


Biz her zaman denizi seven bir aile olmuşuzdur ama bu yıl resmen leğleği denizde gördük:))) Denize gitmediğimiz hafta sonu o kadar azki. Dün gece misafirlerimizi uğurladıktan sonra "ne yapsak ki hafta sonu" olduk. Hadi deyip kalkındık eşyalarımızı hazırladık. Sabah da uyanır uyanmaz denize gittik.

Ben sabah erken girmeyi severim denize. Pırıl pırıldır. Tenhadır. Buz gibidir....Hoş biz gidene kadar o sabah serinliği kalmıyor ya...

27 Temmuz 2012 Cuma

futbol sahalı pasta....



Futbol sahalı pastamız da bu işte. Fena olmadı sanki....

Tarifi verip kaçayım ben. Henüz misafirlerimiz gelmedi işleri bitirdim ya rahat rahat paylaşayım pastamı sizinle dedim...

Keki için; 5 yumurta, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 su bardağı şeker, kabartma tozu, vanilya, 1 küçük su bardağı ıspanak püresi, 1 tüp limon aroması, 1 su bardağı süt, un....

Ara kremasında tembellik ettim hazır puding kullandım açıkcası. Bugün sıcaktan o mutfak baydı beni...

Keki dün akşamdan yapmıştım. Bugün de ortasından ikiye kesip arasında çikolatalı puding ekledim. Dilim muzları da ekledikten sonra ikinci parçayı üstüne koydum. Daha kalınca olsun diye biraz da üstüne puding ekledim. Dolapta bir süre dinlendirdikten sonra yine dolapta dinlenmiş krem şanti ile etrafını bulamaya çalıştım. Zira sıcaktan ilk kez bu  denli zorlandım...

En üste de yine rondodan çekilmiş ıspanaklı kek serpiştirildi.

Beyaz çjizgilerin tarifi ise; 1 yumurta akını 5-6 damla limon ile iyice çırptım, 1 su bardağı purda şekerini ekleyip çırpmaya devam ettim. Bir poşetin ucunu delerek bu karışımla çizgileri elde ettim....

Bizim futbolcularımız ve hakemimiz mumlardan oldu. Çocukların bir saha oyuncağı vardı ama futbolcuları kayıplarda. Ama kaleleri ondan çaldım:)))

Deniz ve yüzme....

 Yukarıdaki Deniz, aşağıdakiler Ada....





Dün sabah benimkilerle birlikte yüzme derslerini seyretmeşe gittim. Daha önce gitmemiştim Deniz benden yüz bulur da mızıklar diye.  Çünkü onun için eziyet sanki. Çocuk "sevmiyorum" diyor. Ama antranörü durumu iyi demiş Devrim'e...

Dün ilk kez bir baştan bir başa tahta destek ile yüzdü. Kolluksuz Deniz görmek ne hoşmuş:)) Belki "ne var çocuk yüzmezse yüzmesin" diyorsunuz ama yüzme hem sağlıklı hem de eğlenceli bir spor. Üstüne üstlük ailenin geri kaln 3 üyesi de yüzmeye aşık ve Deniz sıpası yüzünden gerektiği gibi tadını çıkartamıyoruz....

Bir de bisiklet olayımız var tabiki. Bisiklete de biniyor ama inip binerken destek istiyor. Sıpanın boyu da uzun rahat binebilir aslında. "düşermiş" Ne zaman bisikleti de kotardı 26 cant altına çekilecek. Ve umarım uzun mesafeleri dolaşacağız dördümüz.

26 Temmuz 2012 Perşembe

doğal, taze...


Bahçeden topladıklarım ya da günün hasılatı diyelim. Pembeler oluyor artık. Kara üzümler ve böğürtlenler ise son demlerini yaşıyorlar. Bugün ilk bardacıklar toplandı ama. Hoş bizde Devrim dışında incir tüketen yoktur ya....

Yarın Ada beye doğum günü yapacağız. Bana futbol sahalı bir pasta ısmarladı. Bakalım altından ne kadar kalkabileceğim. Ispanaklı kekini biraz önce hallettim. Geri kalanlar yarın. Nasıl olsa akşama kadar vakit bol....

güzel bir kitap çekilişi daha....


Kitap cumhuriyetim ilk çekilişini bu iki güzel kitapla taçlandırmış. Bakmak isterseniz buraya bekliyor sizi.....

25 Temmuz 2012 Çarşamba

geri dönüşüm çerçeve.....

 Çerçeve üstüne yapıştırdığım kağıtlardaki laleri ve sapları boyayarak tamamladım..

 Gülün pembeliklerini de vurgu olsun diye boyadım....

 Yer yer yine kelebekler kondu çiçeklerin üstüne....

 Duvardaki yeri de burası oldu. Sıcak silikonla yapıştırdım duvara...


 Bu da ham hali.....
Arkasına kalınca bir defter kapağı yapıştırıldı...


Nostalji köşemi çok ihmal ettim size tanıtmakta. Aslında yapılıp bitmiş çerçeveler vardı ama araya başka başka konular girdi paylaşılamadı.

Bu çerçeve tam bir geri dönüşüm oldu aslında. Akerikan kapı yaptırdığımızda kapıların pervazlarından kesilip artan parçaları doğal olarak atmamıştım:)) Hazır kesili, boyalı illaki işe yarardı. Aradan 2 yıl geçmiştir sanırım nihayet ele alındılar. Elimdeki parçalardan puzzle yapar gibi uygunlarını biraraya getirdim önce iyice temizledim. Parçaları tek tek kalınca bir defter kapağına yapıştırdım.

Aslında başlarken tam olarak kafamda şekillenen bir şey yoktu. Üzerini dekupaj kağıtları ile süslemeye karar verdim. İnce uzun çiçek desenleri uygun geldi ama arada ek yerleri gözüme batınca çiçeklerin dozunu birazcık arttırdım. Çiçekleri boya ile tamamladım....

Ortaya vintage tarzında hoş birşey çıktı:)))

24 Temmuz 2012 Salı

yaz okulu....

 çok uzaktaymış Devrim bu kadar çekebilmiş...


Okullar tatil havalar da kavurucu sıcak olunca çocuklara yapacak birşeyler lazım. Dokuz Eylül'ün yaz okulu olduğunu duyunca çocuklara teklif ettik. Deniz içinde yüzme var diye, Ada da latin dansı yüzünden istemediklerini beyan etmişlerdi. Sanırım işin maddi tarafına bakıp biz de pek üstelemedik...

Normalde yaz dönemi ben çocuklarla dolaşırım. Eve tıkılı kalmayız. Ama bu yıl öyle olmadı. Havalar aşırı sıcak. Benimkiler de giderek daha mızmızlar. Bizim de fikrimiz geldi normalde 1 ay olan yaz okuluna acaba ortadan başlatırlar mı diye düşündük. Oluyormuş. Benim sıpalar 2 haftalığına yaz okuluna başladılar.

Ben Deniz havuz konusuna mızmızlanır benden medet umar diye gitmedim. Ama nasıl merak içindeydim anlatamam. msn üzerinden Devrim'den rapor alıp durdum resmen. Salon çalıştığı yere yakın olduğundan arada gidip bakmış.

İlk gün raporu; Deniz kısa süreliğine de olsa su üstünde kalabilmiş. Akşam buluştuk birlikte dışarıda yemek yedik o esnada çok mutluydu, arkadaşlarını anlatıp durdu. Ada zaten su kuşu. Yarış yapmışlar birinci olmuş. Ama bu aralar bir fitbol takıntısı var ve malesef yeteneksiz. Bunu kabullenmek istemiyor. Yenilgiye sinirleniyor. Ona pas atmıyorlarmış kızıyor. Bu durumu nasıl halledeceğiz bilmem artık....

Sadece yüzme olmayacak tabiki. Basketbol, salon futbolu, veleybol, karete, latin dansı, film izleme, etkinlik saati gibi şeyler de var. Bakalım yarın latin dansı var. Şimdi de Ada'yı merak etme zamanı:)))

23 Temmuz 2012 Pazartesi

hep güzel yaşa güzel gözlüm.....

 küçüklükten anılar...

 Kardeşle, hiç kıskanır bir hali yok dimi...


 Ana sınıfında yaptığı iki resim. Fotoğraflara bakarken denk geldim de paylaşmadan edemedim.

 Yerküre hep ilgisini çekti Ada'nın. Bir zamanlar bakıp bakıp resmini çizerdi. Şimdilerde ilgi alanı biraz kaydı...



Güzel gözlü kuzucuğum bugün 11 yaşına giriyor. Ne de çabuk geçiyor zaman. Minicik elleri sadece fotoğraflarda kaldı artık. Kardeşinin maymunluklarına inat Ada hep büyük oldu.

11 yaş aslında küçücük bir kuzu daha. Ama öyle bir dönemdeki. Hem çocuk olası var hele ki son zamanlar da daha bir oyun çocuğu oldu sanki. Ama bir taraftan da büyüyor. Duyguları büyüyor, bedeni büyüyor. İki arada bir derede...Kızıyor babasıyla bana, küsüyor, kendini şanssız hissediyor hatta. Bugün şöyle sohbet edeyim dedim "ne isterdiniz" diye Ada "her istediğinin yapılmasını" dedi. Yani pek şanslı değilmiş. Özellikle annesi her dediğini yapmıyormuş....Oysa bilse ki zor durumda mücadele veren ne de çok yaşıtı var....

Sağlıkla büyüsün. Dilekleri gerçek olsun, istediği gönlümden geçen mesleği yapabilsin kuzucuğum...Ama büyürken de kendi yaşıtlarını, içinde bulunduğu şartları, imkansızlıkları hiç atlamasın.....

zenit.....



Hani eskiden vardı bunlardan..Zenit fotoğraf makinaları....Nostalji köşemi paylaştığımda fiamma bu köşeye eski eşyalar da koyabileceğim fikrini vermişti. O zaman aklıma birşey gelmedi. Ama geçenlerde Devrim'le fotoğraflardan sohbet ederken O'nun eski zeniti geldi aklıma. Aşağılarda duruyordu öylece. Hemen bulundu tozu temizlendi. Terfi etti bir yerde:))

Devrim bununla epey fotoğraf çekmiş geçmişte. Sonradan biz tanışıp da fotoğraf çeken kişi ben olmaya başlayınca garibin bir kenara itilmişti. Tele objektifi bile var kendisinin oysa. Benim de sandıkta bekleyen bir eos 100'üm var ama o daha yeni görünüyor. İkisi de filmle çalışıyorlar ve malesef dijital dünyamızda
kendilerine pek yer kalmadı:(((

Bu arada Devrim'e sordum da hatırladığı kadarıyla bu zenit 89 modelmiş...


22 Temmuz 2012 Pazar

tuvalet kağıdı rulosundan....

 Deniz robot yaptı kendine, bağladık ordan burdan oldu birşeyler...


 Ada ağaç yaptı sonra da boyadı ağacını. Dinazorlar da ham yaptılar ağacı...



balkondan ufak bir görüntü. Daha kötü (dağınık) zamanları da olmuyor değil....


Hafta içi bir günden bu fotolar. Havalar öyle sıcakki bir yere çıkılacak gibi değil. Çocukların ve benim sıkıldığımızb ir zamanda "hadi bir şeyler yapalım" olduk ve bunları yaptık. İkisinin de hoşuna gitti bir zaman geçti bunlarla uğraşırken. Robotumuz da ağacımız da hala sağlamlar.....

Bugün deniz görüntüsü yok görüldüğü gibi. Özlemişiz evimizi gitmedik bir yere. Dün laylaylom geçirdik de bugün Devrim'le ikimizin canı çıktı. Sabahtan alt katı (Devrim'in çöplüğünü) azıcık adam ettik. Öğleden sonra da bahçeyle uğraştık. Bizim evin konumu eğimli olduğundan bahçe de öyle. Bahçenin bir tarafı epey eğimliydi oraya taşlarla set yapıp toprak çektik. Canımız çıktı resmen....

20 Temmuz 2012 Cuma

kitaplar-çekilişler......


Sevgili Nesrin 3 güzel kitapla çekiliş düzenliyor. İlgilenenler buraya....


Ayşım'ın güzel kitapları ile ilgileniyorsanız buraya bir tık lütfen...

iksir yapmaca...

 baharatlarım biterken...

 Deniz sirke şişesini boşaltıyor, neyse kokusu keskin olduğundan bitmeden kurtuldu o...

Sonuç:))))


Ürkmez'deyken Deniz bir pet şişeye deniz suyu, yosun falan doldurmuş "iksir yaptım anne" diye oynuyordu. Şişe orada kaldı haliyle. Bizimkiler bu durumu evde farkettiler. Ne denli önemli olduğunu bilememiştim ben bu oyunun...

Ada da dün gelmiş yanıma yeni bir şişe istiyor iksir yapacakmış. Verdim bir tane ben bilgisayarın başındayım. Deniz de dahil oldu olaya. "şundan koyabilir miyiz bundan olur mu" diye sorup duruyorlar. Neyse bir ara bakayım dedim hem de fotoğraflarım. Benim mutfak-banyo boşalıyormuş neredeyse....

Ağız bakım ve gül suyunun dibini görmüşler. Sirke, bulaşık detarjanı, çeşitli baharalar, şeker, su ne ararsanız var bu iksirlerin içinde...

Günün anlamlı sorusu Ada'dan geldi operasyon bitince;
"bunları ne yapacağız şimdi???"

Duruyorlar bakalım balkonda, hafif koku saldılar mı çocukların onayıyla çöpe gidecekler. Bu kısmı onlara söylenmedi tabiki. Zamanı gelince artık....

elektronik geri dönüşüm


Nilgün paylaşmış ondan haberim oldu. ODTÜ'lülerin başlattığı bir proje ile elektronik atıklar toplanıp öğrencilerin bursuna harcanacakmış....