Ben tam bir Fakir Baykurt hayranıyım sanırım. Hani öyle illa şu yazarı okuyayım bunu okumam gibi takıntılarım yoktur ama Fakir Baykurt'un hangi kitabını okuduysam inanılmaz bir tat aldım..Son zamanlarda da 3 kitabını bitirdim. Nasıl güzel yazıyor adam, dünü değil bugünü anlatıyor sanki..
Ankara'nın Dökülcek Köyü'nden Yaşar'ın hikayesini okuyoruz bu kitapta. Yaşar'ın kendi tuttuğu ve yetiştirdiği bir kekliği var. Öyleki keklik kedi köpek gibi alışmış Yaşar'a. Malum bir Amerikancılık hastalığımız var ya. O dönemde de Amerikalıların yeni yeni keşfetmeye başladığı günler ülkemizi. Köylerde avlanıyorlar. Bir yabancıda keklik avını seviyor. Keklik avı içinse iyi öten keklik gerekirmiş...
Eee ben anlatmayayım bütün hikayeyi okuyun okumadıysanız henüz. Ama bir dede varki yok böyle biri..
İçinde güzel hikayelerin olduğu bir kitap...
Zamanında kuyu açılsın diye Hıdır ve muhtarı destekleyenlerde iyilik olsun diye tarlalarını alırlar yok pahasına. Zaten işe yaramıyordur. İyiliktir amaçları...Sonra devletin tüm imkanları devreye girer tatlı su çıkan kuyular açılır, yabani otlar temizlenir, uzun vadelerde krediler açılır....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder