Tarladan...

Daha önce hiç aklımıza gelmemişti tarlayı bu açıdan çekmek. Bizim tarlaya girdiğimiz yol daha geride olduğundan dikkat etmemiştik. Cumartesi Devrim'in google da görüp gidip bakalım dediği koya giderken dikkatimizi çekti. İyi bir açı oldu sanki....

Burası da yeni keşfimiz. İsmi Mersin koyu imiş. Berbat bir yolu var. Hatta ben arabayı tepede bıraktırdım ne olur ne olmaz diye. Ama inan inmiş. Su çok temizdi ve sığ. Sanırım bu koylar hep sığ. Epey tuttuk burayı. 5 km ve bisikletle de gelinebilir....

Patch Adams

Filmini yıllar önce seyrettiğim ama bir kitabı olduğundan haberdar olmadığım komik adam...Patch Adams'ı birden fazla seyretmişimdir kesin. Kitabını ise geçenlerde Kitap Okumak İster misin'den edindim. Okuma Şenliği için bakınırken denk geldi. Hemencecik geldi kitabı ve bir solukta da okudum.

Kitap, Dr. Adams'ın paralı sağlık sistemine karşı çıkıp bir grup arkadaşı ile birlikte hem bedava hem de kahkaya odaklı tedavi sistemi idealini anltıyor....

Bu yazki etkinliğimiz futbol kursu oldu...

 (Ada var burada da. Biraz uzakta kalmış)

(Deniz var bu karedede)

(topa ayağını uzatmış olan Deniz)

3 koca ay....İki giderek sıpalaşan oğlan.....Nasıl geçer dimi ama. Ben bunları yazarken bir iki oyuncak için ciddi bir savaş var mesela içeride. Hani diğer yıllara göre daha iyiyim, sesleri daha az umursuyorum ama yine de şiddet-ses artarsa araya benim carlamalarım da girmiyor değil:))))

Ada bundan önce 2 yıl yüzme kursuna gitmişti, son 2 yılda kardeşi ile birlikte yaz okuluna. Geçen yıl yaz okulundan memnun kalmadık. Verilen para oldukça büyük ama oradaki insanlar daha çok 'aileler zaten mecburen buraya bırakıyor ne yapsak olur' modundaydı. Tüm gün olduğundan genelde çalışan anne-babaların çocukları gidiyor çünkü. Bu yıl sadece yüzme düşünürken benimkiler futbol dedi. 2 haftadır da gidip geliyoruz. Haftada 2 gün onlar top peşinde koşuyor ben de saha uygun etrafında yürüyüş yapıyorum. Zaten sıcakların artışıyla birlikte yürüyüşlerim sekteye uğramıştı iyi oldu. Bu sıcakta resmen hoşafları çıkıyor ama pek mutlular......

(İkisi aynı karede)

Şemspare

Elif Şafak daha önce hiç okumadığım bir yazar. Neden bilmiyorum (Hakkında olumsuz yazı okumadım, izlenimim yok) hep soğuk baktım bu kaleme. Ama okumalıyım diye takasla 1 yıl kadar önce Şemspare'yi edinmiştim. Bekliyordu yani. Okuma Şenliği için hiç okumadığımız bir yazar olunca elime almam gerekti....Tek kelimeyle diline, kalemine bayıldım Şafak'ın. En kısa sürede başka kitaplarını da okumaya başlayacağım.

Kitapta kısa kısa yazılar var. Gündeme dair, kadına dair...Kadının yaşadığı şiddete dair. Çok güzel tespitler var....Bu arada şemspare, güneş parçası anlamına geliyormuş...

Okuduklarımdan

Taa çocukluğumda filmini seyretmiş olmama karşın kitabını bugüne kadar hiç okumamıştım. Sahaflarda denk gelince almıştım "okumalı artık" diye. Filminden anımsadığım, Quasimodo ve umutsuzca sevdiği Esmeralda....Diğer karakterleri hep unutmuşum. Kitabı okuyunca epey karakterin ve olayın olduğunu gördüm. Bana göre kaderciliğin aşırı önemsendiği bir roman. Ama dönemin genel özelliği de bu sanırım....

 Emil Michel Cioran, ilk kez okuduğum bir yazar. Yazar değil de belki filazof demeliyim. Yılar önce bana hediye gelen bir kitaptı. Nedense okumamışım, aralarda kalmış gitmiş. Yıllarca benimle  birlikte taşınmış ve geçenlerde kitaplığımı karıştırırken aralardan bulup çıkardım. Çok ilginç savları var. En güzelinin aslında doğmamış olmak olduğunu savunuyor ama artık yapacak bir şey yok deyip güzel tespitlerde de bulunuyor. Ara ara alıp yeniden göz atılacak bir kitapmış...

İçinden bazı cümleler;

 

- Sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz?
kendime katlanıyorum.

 - Eskiden,bir ölünün önünde sorardım kendi kendime:”bunun doğması neye yaradı?”şimdi, aynı soruyu,her canlıdan önce kendime soruyorum.

- Ne zaman bir hakarete uğrasam,intikam arzusundan kendini tamamen kurtarmak için,kendimi mezarımda sessiz,sakin hayal ettiğim bir zaman oldu.ve hemen yatışıyordum böylece.cesedimizi fazla küçümsemeyelim.fırsat olursa işe yarayabilir.

Tarla günlüğümüz

Bu hafta sonu ilk kez Devrim'le birlikte tarlada geceledik. İlk olduğu için çocukları Urla'da bıraktık. Cuma akşamından gittik tarlaya. Bu arada ben sineklik görevi görsen diye cama tül çakmak isterken yakındaki bir arı sürüsünün saldırısına uğradım. Burnumdan, yanağımdan ve kafamdan soktular. Saçlarımdan 3 tane arı çıktı...O gün ciddi biçimde ağrı ve acı çektim, ertesi sabahsa asıl süprizle karşılaştım. Sol gözüm ve yanağım balon gibiydi....Bugün bile hala azda olsa şişlik var....

Gecelememizin nedeni ağaçların dibindeki yabani otları temizlemekti. Yaklaşık 200 ağaç var ve sıcakta bu iş yapılmıyr. Biraz o akşam çalıştık. Ertesi gün 5.30'da kalktık tempolu bir çalışmayla tüm ağaçların dibini çapaladık:)))))

Yukarıdaki görüntü gün doğumu....

 Gecede yıldız fotoğrafları çekmeyi denedim. İlk çekimlerimde resmen çuvallamışım. Ama dersimi biraz daha çalışıp gece ilk kaldığımızda yenidne denemeler yapacağım...

Yaz Okuma Şenliği başladı.....

 Pınar'ın düzenlediği Okuma Şenliği yazın bambaşka kurallar, süpriz kategorilerle başladı. Şenlik 21'inde başladı aslında ama ben bugün eve geldim ve kurallara bakıp evdeki kitaplarla aşağıdaki gibi bir liste hazırladım bakalım......

1. Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yazın geçtiği bir kitap. 
Deniz Feneri/ Virginia Woolf/Kırmızıkedi/228 sayfa


2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Toprak Ana/Cengiz Aymatov/ Ötüken/ 138 sayfa

3. Kategori (10 puan): Bir şiir kitabı.
Bütün Şiirleri/ Orhan Veli/Adam yayınları/212 sayfa

4. Kategori (10 puan): Adında bir sayı geçen bir kitap.
Üç Silahşörler/ Alexandre Dumas/ Gendaş/ 128 sayfa

5. Kategori (10 puan): Bir kişisel gelişim kitabı.
Normal Değilim Normal'den Daha İyiyim/ Dr. Dale Archer/ Altın kitaplar/ 215 sayfa


 6. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
Ateş ve Kılıç/ H. Senkıewıcz


7. Kategori (10 puan): Fransız edebiyatından bir kitap.
 Notre Dame'ın Kamburu/ Vıctor Hugo/ Akvaryum Yayınevi/ 454 sayfa


8. Kategori (10 puan): Bir savaş kitabı.
Çanakkale/ John North/ Nokta Kitap/ 459 sayfa

9. Kategori (10 puan): Yabancı bir yazardan bir öykü kitabı.
Shakespeari'den Hikayeler/ Charles Lemb-Mary Lamb/ İş Banbakı Yayınları


10. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
Genç Linius'un Öfkesi/ Anne-Laure Bondoux/Can yayınları/ 158 sayfa


11. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Gazap Üzümleri/ Steinback/
 ABD'de sadece Kaliforniya'da yöre insanını küçük düşürdüğü savıyla yasaklanmış. Baskı tarım şirketlerinden gelmişti.


12. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.
Patch Adam/Patch Adams-Maureen Mylander/ Kuraldışı/228 sayfa


13. Kategori (10 puan): Aynı zamanda çevirmenlik de yapan bir yazar tarafından yazılmış bir kitap.
Golyan Devrimi/Tahsin Yücel/ Can Yayınları/ 272 sayfa

14. Kategori (10 puan): Kütüphaneden veya bir tanıdığınızdan ödünç aldığınız veya sahaftan aldığınız bir kitap.
Sarı Yazma/ Fıfat Ilgaz/çınar/399 sayfa

15. Kategori (10 puan):Bir masal kitabı.
Masallar/ Nazım Hikmet/ Adam yayınları/ 175 sayfa

16. Kategori (10 puan): Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap.

Kaybın Türküsü/ Kiran Desai/ Man Booker's ödülü 2006 yılı/ Can Yayınları/


17. Kategori (10 puan): Bir biyografi/otobiyografi kitabı.
Romantizmin Işığı Klara/ Aydın Büke/ Can yayınları/574 sayfa

18. Kategori (10 puan): Bir tiyatro oyunu.
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım/ Haldun Taner/ Bilgi Yayınevi/124 sayfa


19. Kategori (10 puan): Halen yazmaya, üretmeye devam eden bir edebiyatçıdan (yazar, şair, araştırmacı...) bir kitap.
Mutluluk/ Zülfü Livaneli/ Remzi Kitabevi/ 447 sayfa (cep boy)

20. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku vb. türde bir kitap.
Sherlock Holmes/ Zümrüt Taç/ Conan Doyle/ Kalipso Yayınları/ 317 sayfa


21. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
Aynı Yıldızın Altında/ John Green/ Pegasus/ 320 sayfa


22. Kategori (10 puan): İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap.
Diktatörlerin Kadınları/ Diane Ducret/ Destek Yayınevi


23. Kategori (10 puan): Mektuplardan veya anılardan oluşan bir kitap.
Angela'nın Külleri


24. Kategori (10 puan): Daha önce okuyup da tekrar okurum dediğiniz bir kitap.
Kulleteyn/ Turan Dursun/ Akyüz Kitabevi


 25. Kategori (10 puan): Yabancı dilde bir kitap.
:((((((((


26. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 15 puan, toplamda 45 puan): 3 kitaplık bir seri veya aynı seriden 3 kitap.
New York Üçlemesi/Paul Auster/Metis yayınları
Cam Kent/ 143 sayfa
Hayaletler/73 sayfa
Kilitli Oda/ 128 sayfa


27. Kategori (Her bir kitap 10 puan, iki kitap da okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 50 puan): İsminde zıt anlamlı kelimeler olan iki kitap.
Doğmuş Olmanın Sakıncası/ Emil Michel Cıoran/ Opus/ 220 sayfa
Sözde Ölüm/ Eva Demski/ Can Yayınları/ 349 sayfa

28. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 60 puan): Goodreads’in “Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap” listesinden 3 kitap.
Akıl oyunları
Yüzyıllık Yalnızlık



29. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Şemspare/ Elif Şafak/Doğan Kitap
İmza Toplayan Adam/ Zaide Smith/ Everest/ 395 sayfa
Arkadaş Islıkları/ Orhan Kemal/ uğural yayınevi/303 sayfa
Bir Burjuvanın İtirafları/ Sandor Marai/ Can Yayınları/390 sayfa

30. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 50 puan, toplamda 80 puan): 17., 18. ve 19. yüzyılda yazılmış birer kitap.
17.yy-- Toplu Öyküler/ William Shakespeare/ Mitra/ 200 sayfa
18.yy--Robinson Crusoe/
19.yy--Monte risto Kontu/ Alexandre Dumas/ İskele yayınları/ 592 sayfa

Mavi-beyaz

Tarladaki oda için yaptığım ilk geri dönüşümler. Acaleciliğimin kusurları fotoğraftan bile görünüyor dimi:)))

 Simsiyah olan rafları daha bir iç açıcı görünsün diye beyaz astar geçtim. Amacım bembeyaz bir şeydi. Sonradan yer fayansları mavi olunca biraz mavilik katsam oldum. Nette bolca örneklerini gördüğümüz dantel koyup boyama fikri cazip geldi bana. Denemesi bir kutu sprey bobaya bakar sonuçta....

Bir kat astar boya geçtiğim rafı daha sonra beyaz yağlı boya ile boyadım. Akrilik ile boyansa belki daha şık olur ama tarlada ne olur bilemiyorum. Arkadan dere geçiyormuş, neredeyse odaya sıfır. Kışın taşabilir dendi. Yağlı boya daha mantıklı geldi o yüzden.

Geçen hafta evdeki eski bir tülü götürdüm, üzerine koyarak sprey boya ile boyadım. Acelecilik burada devreye girdi. Alt raflarda arka tarafı korumak gerekliydi. Ben direk tülü koyup boyadım yine. Biraz da rüzgarın azizliğine uğradım malesef. Bulaşması da kaçınılmaz oldu.....

Eski hali aşağıda. Yine de fena iş değil gibi....

Guantanamo Günlüğüm

""Guntanamo Körfezi'ne geldiğinizde karşınıza üzerinde "Onur Sözümüz, Özgürlüğü Savunmaktır" yazan bir tabela çıkıyor. Onu her gördüğümde o devasa operasyondan sorumlu adamların onurun ne anlama geldiğini anlayıp anlamadıklarını veya özgürlüğün, sadece Amerikalılara has değil evrensel bir hak olduğunu gerçek anlamda kavrayıp kavramadıklarını merak ediyorum""

Yine nette denk gelip konusu  nedeniyle aldığım bir kitap. Afgan kökenli Amerikalı yazar, hukuk öğrenimi sırasında Guantanamo'da yaşananlara tepkisi nedeniyle gönüllü olarak çevirmenliğe başlıyor. Orada gördüklerini, yaşadıklarını kitapta toplamış. Tecavüz, taciz, işkence, dayak, tecrit......Guantanamo'da yaşananların sonu yok gibi....

Daha önce de Amerikalı askerlerin yaptığı tacizlerin basına yansıdığı düşünülürse hiç de abartı olmadığını düşünüyorum yazılanların...

Tarla evimizde son durum...

 Burası mutfak kısmı. Oda bitince bu hafta Devrim buraya başladı. Fotoğraftada görünüyor ya pencere yoktu. Karanlık olur dedi. Evde bulunan camlı bir tek kanata kasa yaptı, bu haftada monte etti yerine. Şimdi duvar tamiratları, sıva, fayans işleri var..

Odamızı tamamladık. Geçen hafta yaptığımız derz bir güzel kurumuş. Ben epey bir zaman harmacak zorunda kaldım malesef. Neyse bitti. Camlar-kapı demirdi, onları da boyadım. Duvarları kireç yaptık şimdilik. Hem sağlıklı hem de arkadan dere geçiyormuş taşma riskine karşı bu kışı bir görelim dedik...

Tarlada epey bir ganimette buldum bu arada:))) Daha işin başında göz dikmiştim bunlara ama acil işlerden el atamamıştım. 2 haftadır dinlenirken bunları da boyamaya başladım. Simsiyah raf beyaz şimdi. Sandalyelere (3 taneler) de el atım. Bakalım nasıl olacaklar:)))

Hafta sonu 2 gün tarladaydık yine. Epey bir iş kotardık. Cumartesi abim de geldi. Birlikte ağaç diplerindeki otları temizliyoruz. Hep aynı şeyi yazıyorum ama eski sahibi 200 ağaç dikmiş. Arada kuruyanlar olsa da epey ağaç var. Belli saatlerde de çalışılmıyor. Devrim'i de evi tamire verdik ki orada kalabilmemiz için işleri bitirmeye çalışıyor. Niyetimiz önümüzdeki hafta sonu kalıp bir denemek. Sabah erken tarlada çalışmak daha rahat olacaktır çünkü. Pazar günü Devrim'e posta koydum yalnız "denize gidelim artık" diye. Neyse 5'te paydos verdi de iki saat deniz keyfi yapabildik.....

Okuma Şenliği final....

 
Pinuccia'nın Kitapları'nın düzenlediği biir Okuma şenliği daha bitti.Benim listem aşağıdaki gibi....

1. Kategori (10 puan): Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).
Gece Yolu/ Kristin Hannah/ Pegasus/495 sayfa

 2. Kategori (15 puan): Bir şiir kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).
Son Şiirleri/Nazım Hikmet/Adam Yayınları/190 sayfa


3. Kategori (15 puan): Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Kaybolan Sevgililere Yollar/ Nadeem Aslam/ Can Yayınları/ 465 sayfa/ Encore Ödülü ve Pasifik Kıyısı Kitap Ödülü'nü kazanmış bu roman.

4. Kategori (15 puan): Bir öykü kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).
İçerdeki Oğul/ Fakir Baykurt/ 448/ Bilgi Yayınevi

 5. Kategori (20 puan): Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Gülün Adı/Umberto Eco/ Can Yayınları/732 sayfa
  
6. Kategori (20 puan): Şimdiye kadar hiç bir kitabını okumadığı bir kadın yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Duyguların Rengi/Kathryn Stockett/Pegasus/576 sayfa

 7. Kategori (20 puan): İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Kaplan Kaplan/ Margaux Fragoso/ Artemis/ 453 sayfa

8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere (En az 200 sayfa).

Huckleberry Fınn'in Serüvenleri/Mark Twain/ Can Yayınları/383 sayfa

9. Kategori (20 puan): Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).
Rus Cariye/Kate Furnivall/Pegasus/760 sayfa
 
10. Kategori (25 puan): Kendisi doğmadan en az 100 yıl önce yazılmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Kırmızı ve Siyah/Stendal/ Sis yayınları/570sayfa

11. Kategori (25 puan): Rus edebiyatından bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
 Anna Karenina/Tolstoy/Amfora/ 1013 sayfa
 
12. Kategori (45 puan): Aynı yazardan en az 1.200 sayfa kitap okuyanlara.
Aziz Nesin'i seçtim ben. Geçenlerde aldığım 2. el kitapları vardı. Biraz daha ekleyip sayfa sayısını tamamladım


Maçinli Kız İçin Ev/ Adam Yayınları 155 sayfa
Ölmüş Eşek/ Adam Yayınları/ 158 sayfa
Şimdiki Çocuklar Harika/ Nesin Yayınevi/ 221 sayfa
Poliste/ Adam Yayınları/ 280 sayfa
Hayvan Deyip de Geçme/ Adam Yayınları/ 269 sayfa
İnsanlar Uyanıyor/Cem Yayınevi/ 269 sayfa
Yedek Parça/Cem Yayınevi/183 sayfa
Gıdı gıdı/ Nesin Yayınevi/ 197 sayfa
1732 sayfa.....

7817 sayfa

Ve tatil başlar (mı acaba)

 Ada ve Deniz karnelerini aldılar. Pek güzel karnelerle geldiler yine. Dilerim hep böyle sürsün güzelliklerimin başarıları....

Ada ve arkadaşları için birer başarı belgesi haszırlamış matematik öğretmenleri o da verildi yıl sonu töreninde....

Ve tatil  başladı. Tabi çocuklar için. Bir haftadır evdeler hır gür bitmiyor valla. Evde milyon tane masa var. Birinin başında birbirlerine girebiliyorlar mesela...Neyse kavga dövüş geçireceğiz tatili:))) Tüm çocuklara gönüllerine göre bir tatil dilerim....

80'lerde çocuk olmak...

80'lerde çocuk olmak takasla sahip olduğum ve epeydir okunmayı baklayan bir kitaptı. Beklentilerimin oldukça fazla olduğu ve okumaktan büyük keyif alacağımı düşündüğüm bir kitaptı hatta. 74 doğumlu olan ben nede olsa 80'lerin çocuğuyum. Ucundan kıyısından bana da dokunuyor bu kitap...

Hayal kırıklığı oldu. 80'leri düşününce daha politik, daha vurgulu bir kitap bekliyordum. Ama genelde çizgi filmler, tek kanallı tv dönemi, oyunlar, müzikler gibi daha yüzeysel konular vardı anılarda. Tamam kabul o dönemi anımsamak; tv kapanırken rap rap askerleri, Madonna'yı, sokakta ip atladığımz günleri, okul sıralarını.....Ayrı bir tadı var ama bir kaç anı dışında beni sarmadı bu kitap diyebilirim.

Biraz da süsleme çalışmaları yapalım...

İkea'da satılan galvaniz kaşıklıklardan almıştım teeeeee ne zaman. Alırken bile aklımdaydı boyamak. Ama öylecee aylardır asılı duruyordu. Bu ara tarla için boyama işlerine başlayınca aradan çıkıverdi. Nihayet:)))

Tarlada simsiyah bir raf buldum. Depo gibi bir yere atılmış. Hiç sevmem siyah mobilyayı. Onu kapatmak için astar almıştım. Bunu da önce astarladım. Netten okuduğuma göre yapılması gereken bir işlem. Eski çekmeceden bir raf da yapıyorum bu arada. Rafı salondan kalmış kırık beyaz plastik boya ile boyadım. Bunu da yapsam ne olur ki diye düşündüm. Oldu:))  Üzerine kavanozlarımda kullandığım peçete ile süsledim, vernikledim. Fena olmadı hani....

Haftanız uğurlu geçsin:))))

Bu hafta cumartesi gittik tarlaya epey de çalıştık. Oda tam olarak bitti. Fayansların derzini sürüp çıktık odadan. Haftaya temizlik, kapısı demir onu boyarım ben. Haftaya da yavaş yavaş mutfak kısmına başlarız artık. Ama artık daha yavaş yapacağız tamiratı hem yorulduk hem sıcaklarla iyici zorlaştı inşaat işleri. Bu işi ekmek parası için yapanların işi cidden zor. Kolay gelsin hepsine......

Niye fotoğraf yok çünkü basiretim mi bağlandı ne hiç elime almadım bu hafta makineyi. Bir de iş bitsin artık diye sürekli Devrim'e yardım ettim. Adam ne kadar az dinlense de pratiklik olmadığından iş yavaş gidiyor çünkü. Haftaya çekerim artık temizlenmiş halini:))

Aralarda orada bulduğum eski mobilyaları da boyuyorum bu arada. Bir raf vardı simsiyah ona ahşap astar çektim. Minik sehpamsı bir masa var bir de. 3 tane de sandalye. Onlar temizlenmeli önce hep kuş pisliği dolu üstleri. Mutfak için telli raflar hazırlıyorum. Çok keyifli bunları yapmak....

 

Bugün sayfa yine Ada'nın

Matematik öğretmenleri hazırlatmış bu pastayı bugün....

 Müdürümüzde yiyecek birşeyler ısmarladı çocuklara...

Çocuklar öğretmenleri ile birlikte....

Dünkü sınavın ardından sıcağı sıcağına bugün okulda çocuklar için mini bir etkinlik yaptı öğretmenleri. Ben de katılıp fotoğrafladım bu hoş anlarını....

Ada ve arkadaşları matematik olimpiyatlarında 2. oldular.

Matematik öğretmenleri Nevin Damar ile....

Ada, Harun ve Doğukan Buca Matematik Olimpiyatları'nda 2. oldular. Bu olimpiyatlar Buca'da ilk kez düzenlenmiş bu yıl. 28 okul katılmıştı. İlk turda 6. olmuşlardı. Bugün yeniden 6 okul arasında sınav oldu. Ve bizimkiler 2. oldular:)))

 Ciddi bir süprizdi bu. Çünkü bizim okulun öğrencelerinin genel başarısı pek de yüksek değil. Çevresel faktörler, ailelerin eğitime verdikleri önem vs. Yani hiç beklenmiyordu. İlk 6'ya girdiklerinde öğretmenleri sinemaya götürmüştü. Yarın da müdür yemek ısmarlayacak matematik fatihlerine....

Doğal pano

Birdoğal pano daha....Her gittiğim sahilen taş topladığımdan evde biraz fazlaca biriktiler. Bari değerlendireyim diye ikinci bir pano yaptm.
Bundaki ağacın benzerini pinterette görmüştüm. Ondan ilham alarak elimdekilerle bu çıktı ortaya. 

Panonun çerçevesi eski bir ekran koruyucu. Ne zamandır duruyordu. Arkasına kalın mukavva yapıştırdım. Onun üstüne de beyaz kağıt. Kağıdı öylesine pastel boya ile boyadım. Üzerine Deniz'in istediği gibi kuşlar çizdik.

Temel olarak önce ağacı yaptım. Etrafındaki boşlukları da yine taş boyamalarla doldurdum. 

2 tane taşı uğur böceği gibi boyayıp yapıştırdım. Altlar pembe süs kumu.

Bir tane de taş boyama kaplumbağamız var...

Da