(fotoğrafı balkondan çektim. Ceviz ağacının ardına saklanmış leylak ağacım)
Erkekler ve çiçekler. Hatta çiçek vermeyi sevmeyen erkekler de diyebilir. Eline çiçek almaktan utanan, erkek adama yakıştıramayanlar da giriyor bu başlığın altına sanki....
Hafta sonu bahçedeydik ya baktım iyice coşmuş benim çiçekler. Leylaklarım tüm haşmetiyle açmış, papatyalar tarla formunda, aslanağızları bahçe dışında bile bir dünya....
Çocukların öğretmenlerine güzel birer buket yapayım dedim ve dün sabah da hazırladım. Leylak, aslanağzı, papatyalar, gelincikler...Deniz bayılır zaten çiçek vermeye. Bana yardım da etti toplarken "şundan da götüreceğim öğretmenime, bu da olsun" Ama benim güzel gözlü Ada'mın hiç o taraklarda bezi yok. Hep derim hiç götürmez çiçek. Bir de öğretmenini görseniz Ada'yı öyle seviyor destekliyor ki. Ada'da onunla çok iyi anlaşıyor.
Neyse Ada zorla aldı eline buketi. Okuldan içeri girince elini arkasına sakladı. Rahatsız oldu elindekinden. Yere düşürdü falan. Ben de aldım elinden sınıfındaki kızlardan birine verdim öğretmenine vermesi için. Sıra olduklarında arkadaydım ben de. (Bazen ayaküstü öğretmenleri ile sohbet ederim iyi oluyor.) Kız verdi çiçeği Sevim hanıma kabul etmedi "Ada kendi versin" dedi. Çiçek Ada'ya geri geldi. Yılmadı Ada bir kez daha elini uzatı kızlardan birine verdi. Yok gene geri geldi çiçek buketi:))
Öğle yemeğine geldiklerindeki diyaloğumuz girsin devreye bu noktadan sonra::::
- Nasıl verdin mi çiçekleri?
- Çok zor oldu anne...
- Neden? naptın ki?
- Sırama koydum çiçekleri öğretmen alır diye bekledim almadı...
- Sonra
- Öğretmenin masasına koydum "elinle ver"diye geri verdi...
-:)) eeee
- Verdim çiçekleri....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder