30 Temmuz 2010 Cuma

bahçemin yeni süsü

Bu da bahçemin yeni süsü. Urla'dan vermişti Devrim'in ailesi kullanmıyorlarmış. Nerden baksanız bir yıldır öylece duruyordu. Geçenlerde aklıma geldi duvara monte ettirdim Devrim'e. Güzel durdu ama. Üzerine de aşk merdiveni yerleşti.

29 Temmuz 2010 Perşembe

ilk incirler şekerle buluştu


Reçellerin ve domateslerin bitmiş hali


İki tane incir ağacımız var. Maşallah verimlilikleri de iyi. Bol bol lreçel yapıyoruz. İlk reçellerimi geçen gün yaptım. Taze incirden bunlar. İncir çok olunca ortaya çıkan bir tarih ama teliplisi çok. Çoğunu benim üç erkek yiyor bir kısmını da eşe dosta dağıtıyoruz.
Biraz da şişe dometesi yaptım. Daha olmalı ama birden çok sayıda yapmak, onca domatesi soyup doğramak sıkıyor beni. Yavaş yavaş olsun.

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Bu da balinanın yavrusu


Deniz Ada'ya yapılan balinanın bitmiş halini görünce hemen"bana da yavrusunu yapppp" oldu. Eliyle de istediği boyutları belirtti. Deniz'in balinasının ağzı kapalı ama. İkisini birlikte oynuyorlar.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Ada'nın doğum günü hediyesi

İki balığımız yan yana

Ada'nın istiyorum diye önüme koyduğu oyuncak balık



Ada'ya doğum günü için ne istediğini sorduğumda büyük bir balina dedi. Ben de nette iyice bir karıştırdım, bir kaç balina örneği buldum. Tam oturdum kalıp çıkartacağım, önüme bu balığı koydu "bundan istiyorum" diye. Tamam dedim oyuncak balığa baka baka direk polar üzerine çizim yaptım. "tamam" olurunu aldıktan sonra da kestim diktim. Ama vatandaş ağzı da açık olacak dedi. Diş kısmı kafamda canlanmadı ama elimden geldiğince ağzı açık kocaman bir balık diktim. Bir tek üstteki yüzgeci eksikmiş....

25 Temmuz 2010 Pazar

Güzel gözlüm 9 yaşında artık

Ada'nın tek başına fotoğrafını çekmek kolay olmadı. Rüzgar yüzünden de mumlarımız yanmadı

Mangal sonrası semaverde çay keyfi yaaptık

Annemi zorla çektim, hiç sevmiyor fotoğraf çektirmeyi

Çocuklar sofrada

Çocuklar acıkınca ilk posta etleri yemeye başladılar

Mangalcılarımız. Biraz acemiliklerinin kurbanı oldular.

İkramlıklardan sadece bunları çekmişim

Ada 9 yaşına bastı dün. Biz partimizi ise cuma günü yaptık. Keyifli bir akşamdı. Yaptığım mezelerin, salataların hiçbirini çekmemişim, bunlar var elimde sadece. Cebimde sürekli fotoğraf makinası ile dolaştım ama aşağı in çık yapmaktan, su bardak, çatal taşımaktan (bahçede ve hava rüzgarlı olunca sürekli yenilemek gerekti her şeyi ancak semaverde çay keyfinde oturabildim o akşam) pek fotoğraf çekemedim. Hatta kendimin bir kare bile olmadığını fotoğrafları yüklerken farkettim ve sinir oldum. Ama herkes memnun ayrıldı. Serin serin oturduk dediler.

23 Temmuz 2010 Cuma

Ada'nın pastası



Makinamın hafızası dolmuş onu kaydetmişken Ada'nın pastasını da ekleyeyim dedim. Kısacık bir mola oldu bana hem (yorgunluktan ayaklarıma kara sular indi resmen) Hem ev temizliği hem ikramlıkları hazırlama işim çok daha.
Ada ıspanaklı pastada ısrar edince ortaya bu çıktı. İki katlı bir pasta oldu. İçi klasik beyaz krema ve damla çikolatalarla süsledim. Üzerini süslerken krem şantinin birazına kırmızı gıda boyası ekledim pembiş pembiş oldu. Ada kızar sandım ama beyendi pastasını. Ortadaki fotoğraf da ona ait. (şu pasta süslemesinde krem şantiyi dümdüz yapan bir aparat var mı? ben bir türlü beceremiyorum da....)

22 Temmuz 2010 Perşembe

masam bitti nihayet

Dün piknik masamın boyası bitince artan boyaları değerlendidrdim. Daha önce balkonum için yaptığım sedirin sandalyelerini ve Devrim'in bilgisayar sandalyesini de boyadım
Piknik masamın son hali


Eski bir kapı, annemin salonundan çıkma rabıta parçaları ve eski kapılarımızın parçaları bir araya geldiler yukarıdaki piknik masasını oluşturdular. Kapının kötü yerlerini bir güzel zımparaladık. Sonra çoğunluğun kararıyla koyu kahverengiye boyadım ben onu. Artık hazır oldu.
Yarın Ada'nın doğum gününü kutlayacağız (aslında cumartesi ama yarın yapacağız) Bu yıl ilk kez bahçede kutlama kararı aldık. Bir haftadır Devrim'le bahçede düzenleme ve temizlik yapıyoruz. Epey yorulduk ama bir bahane ile Devrim itiraz etmeden isteklerimi yerine getirdi. Çakıl bile döktürttü masanın altına. Güzel gözlemen yarınki doğum gününe hazır bahçemiz. Sıra benim işlerimde bakalım.

20 Temmuz 2010 Salı

kaç gündür yoktum özlemişim buraları

Ada yüzme kursuna başladı pazartesi günü. Bakalım nasıl olacak


yaklaştırmadıkları için çekimler hep uzaktan oldu

(fotoğraftaki ben değilim.Ben her zamanki gibi çeken kişiyim)

Aslında bir yerlere falan da gitmedik ama Devrim bu hafta izinli olduğundan kaç gündür giremedim nete. Sürekli bir şeyler oldu. Pazartesi Ada'yı yüzme kursuna yazdırdık, Deniz onu da yazdıracağız diye epey endişelendi ama. Dün de günübirlik Kalemlik orman kampına gittik. Yukarıdaki fotoğraf tam dönecekken ayaküstü karpuz keyfinden. Çocuklar denizden çıkmak bilmeyince onları serinletelim dedik.
Bu arada makinamın önemli bir şeyi yokmuş. Mekiğindeki vida gevşekmiş. Belki de öyleydi biz atladık dedi satan bayan. 2 dakikada halloldu sorun. Artık haftaya yeniden başlarım dikişe. Sevgiler hepinize

16 Temmuz 2010 Cuma

makinama birşeyler oldu

Benim makina beni erken terk etti gibi. Desenleri dikerken bir tuhaflık var. Desenler dikişin tersinde görünüyor. Aradım bakalım haftaya bir kontrole gidecek kendisi. O zamana kadar kapalı.

15 Temmuz 2010 Perşembe

çocuk odasına farklı minder


Ada çok sevdi mendirini bana bol bol poz verdi. Hem toplu hem fener renklerinde



Bu da benim nette görüp (sonra resmi ne hikmetse sildiğim ve bulamadığım) beyendiğim ve diktiğim minder. Yatak gibi birşey aslında. renk koyu ama fotoğraftan anlaşılıyor sanırım. Minderin dikişleri ters taraflı. Sarı yerdeki dikişler yatay, lacivert yerdekiler ise dikey. Böylece kafa kısmında yastık var gibi puf puf oluyor.
Ada pek sevdi bu minderi. Sürekli onda yatıyor. Hatta kılıfını çıkarttım dün yıkamak için "ben şimdi nerde yatacağım" dedi vatandaş. Ne yalan söyleyeyim zorlandım dikerken. Çünkü içine kırpıntı sürger doldurup orta noktadan dikmek zor oldu ve etrafı batıran bir çalışma oldu. Ama oldu.....

14 Temmuz 2010 Çarşamba

küçük işler

Bu Devrim'in kot cebi. Sürekli delinir elde tamir ederdim. Elime verdi kötü delinmiş bu kez (sürekli kullanır cebini) şimdi makinam olunca git terziye de denmez. Annem ketenin sağlam olacağını söyledi. Devrim'de "renk farketmez, görünmeyecek nasılsa" deyince ortaya bu çıktı.

Bu da benim çok sevdiğim bir pikem. Hareket katmak için ucuna oya geçtim, sevimli oldu

13 Temmuz 2010 Salı

bu da Doğa'nın plaj çantası




Bir plaj çantası da Doğa için yaptım. Doğa bu yıl ilkokula başlayacak, küçük hanıma boyuna göre bir çanta olsun dedim. Onunkini diğerlerinden farklı olarak pullarla süsledim. Prenseslerin çantası kokoş olur ama dimi.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Daha tam bitmedi aslında

Masamızın ana iskeleti kışın değiştirdiğimiz iç kapıların parçalarından

Ölçtük güzelce şimdi montaj zamanı

Hani mesire yerlerinde olurya masalar ben bahçeye onlardan istedim bir tane. Devrim epey bir önce tamam dedi düşündü nasıl yapacağını ama bir türlü başlamamıştı. Neyse dün annem de varken bir heves oturdu yapmaya, akşam yemeğini yeni masada yiyeceğiz diye konuştuk. Küçük aksiliklerle iş uzadı biraz. Annemde eve dönecekti o gitmeden sonucu görelim diye acele ettik. Kaba işi bitince de hemen ben öylesine bir sofra hazırladım ilk yemeğimizi yedik masada.
Masamızın ana iskeleti eski kapı parçaları, oturma yerleri annemin salonundan çıkan rabıtalardan (daha var bitiremedik), masa kısmı ise yine eski bir kapı. yani tam bir geri dönüşüm oldu yine.
Tam bitirmedik, görülüyor zaten daha zımparalancak, boyanacak. Çıkıntılar var onla r kesilecek. Ama güzel oldu.

11 Temmuz 2010 Pazar

en küçük deniz kestanesi

Dün Kalemlik orman kampına gittik. Orası hem kayalık hem de çocuklar için kumsalı var tercih nedenimiz bizim. Kayalık denizlerde dipte güzel oluyor. Neyse yukarıdakiler benim ganimetlerim. Dün Devrim çıkartıverdi. (ben paletsiz dalmakta zorlanıyorumda) Aralarında bir tane kestane var ne kadar küçük olduğunu göstermek için 5 kuruş koydum yanına. Onu dipte görmem şaşırtıcı aslında ama bayıldım kendilerine.

Bu masamızdan bir görüntü. Tembelliğim tuttu kalkıp çekmedim

Çocuklar mangal için babalarına yardım ediyor. Nedense çocuklar böyle şeylere pek heveslililer.