30 Eylül 2013 Pazartesi

Altınköy, umarım son olmaz....

 Ada herkesten önce suya atladı yine. Makineyi kaldırmadan çekiverdim bir kaç kare....Su-kum ve hepimiz denizde olduğumuzdan makine genelde arabada kalıyor. Sürekli yanımda taşıyamıyorum. Bu yüzden denize gittiğimde fazla fotoğraf çekemiyorum....



 Sabah ilk gittiğimizde koy kimsesizdi resmen. 3-4 araba vardı sadece. Sonradan iki ayrı trekking grubu geldi epey kalabalıklaştı ortalık....




Bu kayalar o kadar keskin ki...Çarpan sular resmen törpülemiş üzerinde yürümek mesele....

Dün bir kez daha denizdeydik. Altınköy'le açmıştık bu yıl sezonu bu da son olacak gibi. Haberlere göre soğuklar geliyormuş. Buranın suyu da soğuktur. 15 gün öncesine göre bile soğumuş deniz. Bakalım bayramda girebilsek umudumuz var ama.....Su ne kadar soğuk olursa olsun ben Altınköy'e epey bağlanmaya başladım. Gittimmi ayrılasım gelmiyor. Dip pırıl pırıl, dil balığı, zargana sürüleri eşlik diyor size zaman zaman....Deniz, dün deniz yıldızı da gördü pek bir mutlu oldu...

29 Eylül 2013 Pazar

Tutunamayanlar.....


Pinuccia'nın Okuma Şenliği kapsamında okudum bu kitabı da. Ama ne zor okudum...Edebiyatımızın önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen kitabı daha önce okumaya niyetlenmemiştim açıkçası. Hani sıkılırım gibi geliyordu nedense. Devrim ödünç alıp okumaya başladı bir süre önce. Şenlik kapsamında da kitap sayfaları önemli olunca bir bakayım diye elime aldım.
Devrim'in (eşim) "kitabın ismi okuyamayanlar" olmalıymış lafları yüzünden çekincem tepe noktasında olsa da başlarda " Ne kötü değilmiş ki" modunda sevdim bile kitabı. Ama gel gör ki sayfalar ilerledikçe işler karıştı. Turgut arada ortadan kaybolup bin türlü insan daldı sahneye. Kaleci Gürkan kim? Sabri ne iş yapardı? diye defalarca dönüp dönüp baktım sayfalara....Okur yorumlarında gördüğü kadarıyla en çok eleştirilerden biri Selim'in şarkısının uzayıp giden açıklamalarına...Ki ben onları çok sevdim. Sonuçta okudum bitirdim kitabı....
Bilmiyorum genelde hep olumlu eleştiriler var. Ama çok yorucu bir kitap. Bir sayfayı geçen upuzun cümleler, sürekli konunun dağılması... Daha iyi anlamak için belki de bir daha okunmalı. Ama önümüzdeki 5 yıllık planımda yok. Belki daha uzun yıllar sonra.....

Keyifli buluşma....



Hobiler bloğunun sahibi Serpil hanım İzmir'de olduğu için cumartesi günü minik bir blogcu buluşması yaşandı. Ben de Hatice'nin beni aramasıyla kaynak yaptım olaya:)))
Oturduk sohbet ettik az buçuk dolaştık hobi malzemesi satan dükkanları olmadı biraz daha oturduk sohbet ettik....
Hatta toplantı sonunda İzmirli hobi bloglarını bir araya getirmek için bir girişim bile başladı. Hatice facebook üzerinden kapalı bir grup oluşturmuş bile. Bir sonraki buluşma bu kapsamda olacak gibi....



Bu arada fotoğrafları hırgızlık yoluyla elde ettim. Akıllı ben makinemi evde unutmuşumda.....İlk ikisi facebooktan, diğerleri Hatice'den...


Hatice'nin bizlere güzel hediyesi:))

26 Eylül 2013 Perşembe

Deniz kabuklarından duvar süsü....





Denizi bu kadar sevince deniz kabukları toplamadan olmuyor. Evde nereye elimi atsam kabuk çıkıyor. İnanın ki gerçek. Bir kova dolusu küçük karışık taşlar var.  En az bir kovayı dolduracak kadar da kabuklar...Bir de Devrim'in çıkarttığı kestaneler...Bu yıl Didim'de toplamadım hatta. Bir şey yapmıyorum hep bekliyorlar diye...Şimdilerde favorim boyanabilecek taşlar:)))

Dur bir şunlara bakayım deyip geçen gün yukarıdakini yaptım. Bir dal parçasını aralıklı olarak matkapla deldim. Bu işin en kolay kısmıymış. Çünkü deniz kabuğu matkapla delinmiyormuş...Bende oldukça kalın kabuklar var. Yok delinmedi matkapla, kolum koptu resmen....Sonra doğru yolu buldum sivri uçlu bir makas darbesiyle işi hallettim:))) Kırnap ipi ile aralara düğüm atarak 7 sıra çeşitli kabuklar dizdim. Bulduğum delikli taşları da ekledim....Balkonda duruyor şimdilik....

25 Eylül 2013 Çarşamba

Dinle Küçük Adam


Kiap Okumak İster misin'den gelmişti bu da...Oldukça çarpıcı bir kitap. Dili epey ağır, öyle kolay molay ilerlemiyor sayfalar. Ama tokat gibi çok cümlesi....."Bu adam benden mi bahsediyor" dedirtiyor kimi yerde hatta.....Ben okudum şimdi Devrim'in elinde. Ama kütüphanem için bir tane alacağım....

24 Eylül 2013 Salı

Mercimekli börek



Hep kötülenmesinden mi bilmem (hani kara şimşek derlerdi) yeşil mercimekle sık haşır neşir olmam yenilere dayanır benim. Zaten et sever biri değilim bunları da yemezsem iyice proteinsiz kalacağım...Son iki yıldır mutfağımızdan eksik olmuyor. Çocuklar yemeğini çok seviyorlar. Böreğe de oldukça yakışıyor bence. Hatta mercimeği haşlayıp çeşitli otlarla, kırmızı biberle renklendirince salatası da fena olmuyor hani...

Böreğimize gelirsek. Malzemeler kolay....
6 tane yufka, haşlanmış mercimek biraz göz kararı oldu, 2 kuru soğan, evde tazesi kalmadığı için kurutulmuş maydanoz, tuz, karabiber...Aslında buna acı çok yakışırdı ya neyse.....
Yufka harcı için, yoğurt, sıvı yağ, yumurta ve 1 kabartma tozu....

Yufkanın birini mutfak tezgahına serip malzemelerini karıştırdığımız harçtan her tarafına yayıyoruz. Üzerine ikinci yufkayı serip üçgen kesiyoruz. Sigara böreği yapar harcı ekleyip sarıyoruz. Diğer yufkaları da aynen sardıktan sonra üzerine yumurta sarısı, susam ya da çörek otu da serptik mi işlem tamam....

23 Eylül 2013 Pazartesi

Taş boyama...


Daha önce çilek boyamıştım bu kes sinirli bir kuş....Kitaplığımda böyle duruyor işte. Taş boyama inanılmaz keyifli bir şey. Devamı gelecek gibi. Geçen Altınköy sahilinde boyamaya uygun epey taş topladım. Bir de çalışkan tarafım işe başlasa....

20 Eylül 2013 Cuma

Kardeşimin Hikayesi


Geçen gün paylaşmıştım. Kitap okumak ister misin? diye soran ve ücretsiz kitap gönderen bir gruptan gelmişti bu. Elimdeki kitap biter bitmez başladım geri gidecek sonuçta. Dün başladım bugün bitti. Hani derler ya bir solukta okudum o hesap. Hoş benimkisi iki soluk oldu ya neyse.....
Çocukluğumda müzisyen kimliği ile sevdiğim Zülfü Livaneli'nin yazar kimliği ile biraz geç tanışsam da çok sevdiğimi itiraf etmeliyim. Leyla'nın Evi'nden sonra bu da müthiş bir hikayeydi. Anlatmıyorum konusunu okuyun sadece....

İndirim kodları hediye çeki

İndirim Kodlarım - Ödüllü Çekiliş

İndirim Kodlarım takipçilerine özel, ücretsiz indirim çekleri, kupon kodları ve hediye çekleri dağıtmaya devam ediyor! İsteyen her blogerin katılabileceği bu çekilişin sonunda 1.ye 200 TL, 2.ye 100 TL, 3.ye ise 50 TL D&R Hediye Çeki verilecektir. Çekiliş sayfasına girmek için TIKLAYIN

Kıl çuval masa örtüsü





Daha önceden bahsetmiştim mutlaka, öğrencilikten kalma kıl çuval büyük büyük minderlerim var benim. Çarpı işi ile çeşitli desenlerde işlemiştim çuvalları koltuk takımı niyetine yıllarca kullanmıştım...Artık kullanılmıyorlar ve ben içlerini çıkardım kaldırmıştım. Bunlardan birini yaz başında balkon masama örtü yaptım. Ahşap olan masada pek bir güzel durdu....
Kıl çuval minderi ortasından kestim. Yukarıda minderin bir yüzü görünüyor yani. Kenarları saçaklı olsun diye tel çektim bol bol...Günlük kullanımda üzerine şeffaf laylon örtülerden örtüyorum tabiki. .

Burada kıl çuval minderlerimin fotoğrafı da var. Daha önce blogcudaydım o zaman paylaşmıştım onları......

18 Eylül 2013 Çarşamba

Takunyalı Füfrer





2007'den beri Ergenekon davası nedeniyse Silivri Cezaevi'nde olan Ergün Poyraz'ın 2010 tarihli bir kitabı. Kitabın kapağı bile konusunu hemen anlatıyor. Ben kendi adıma geç okunmuş bir kitap dedim. Hani içindekiler gerçek değildir diye düşünülebilir. Ama netten baktığım kadarıyla kitap hakkında açılan davanın nedeni hapisteyken yazılmış olması. İçeriği ile ilgili dava varsa ben  denk gelmedim....
Sonuçta yakın tarihimizi anlatıyor. İçindeki bilgilerin çoğuna aşinayız yani. Yaşıyoruz hatta. Bilmediğimiz perde arkası bilgiler de var illa ki. Kitapla ilgili tek sıkıntım çok tekrar yapılması oldu. Aynı bilgi birden fazla yerde sürekli öne geliyor. Biraz kafa karıştırıcı olabiliyor.
Kitabı okuma şenliğinin konusu kurgu olmayan kitaplar kapsamında okudum. Hoş ben bitirmiştim kitaplarımı ama. Önemli olan sayfa sayısıymış. Nasıl olsa kitap okuyorum. Elimdeki şenliğe  uygun kitapları yeniden ele aldım....

Kitap okumak ister misin?



Kitap okumak ister misin? Bu sloganla yola çıkmışlar. Her ay 33 kişiye ücretsiz kitap gönderiyorlar...Nette gördüğümde "yok canım" olmuştum.





Ama gönderiyorlar. Kargo ücretlerini de kendileri karşılayarak ücretsiz kitabınızı size ulaştırıyorlar. Bana dün Dinle Küçük Adam ve Kardeşimin Hikayesi geldi. Okuyup geri ileteceğim kendilerine. 7 kişilik bir okuma grubu kurmuşlar. PTT'nin düşük ücretli kitap yollama kampanyası da olunca böyle bir işe girişmişler. Tanımak isterseniz

Siteleri burada..... 
Facebook sayfaları ise burada....

17 Eylül 2013 Salı

Elbise kitap ayracı...



Elbise şeklinde bir kitap ayracı. Yine nette görmüştüm benzerini. Yukarıdaki lastikli. Bir de kurdele ile yaptım, lastiklisi daha kullanışlı gibi. Her ne kadar şık dursa da ben bunu takıp çıkartmakla uğraşamam açıkcası. Klasik ayraçlarım en güzeli:)))

Bu arada unutmuşum yazmayı ek olsun...İki parça kumaş arasına şu metre ile satılan elyaflardan koydum. Tok bir duruşu olsun diye. Kumaş çok ince çünkü...

16 Eylül 2013 Pazartesi

Tarhana olayına girdim




Bence kış hazırlıklarının en zorudur tarhana. Zaten yıllar önce bir kez yapmayı denemiş, kurutma aşamasının zorluğundan bir daha bulaşmamıştım bu işe. Her yıl annemden geçiniyordum. Bu yıl büyüdüm ben artık deyip hadi dedim kendime.
Annem bu fikrimi bildiğinden kendininkini yoğururken benimkini de halledivermiş sağolsun....Daha sonra hamuru ben aldım mayalanınca da serip kurutma işini hallettim. Cidden zor bu iş.. 2 gün boyunca gidip gelip mıncıklayıp çevirip duruyorsun ki düzgünce kurusun. Sonra inceltme kısmı offf....Ben un eleğinde elemiştim, annem süzgüde de olurdu dedi. Tabiki un eleği kıvamına getirmek oldukça zahmetli. Annem öyle deyince kalan kısmı bıraktım:)) Büyük ve en küçük kavanoz un kıvamında, diğeri biraz irice....

Tatil de bitti....


Koskoca yaz nasıl bitti anlamadım. Resmen bugün okullar da açıldı. Deniz pek mutsuzdu. Hatta geçen gün "kim icat etmiş okulu" diye yakınıyordu....Ada renk vermiyor ama illa ki tatil gibi olmayacak..Tüm çocuklar iyi bir ders yılı geçirirler umarım....

Hoş bu hükümet ve dakka başı değişikliklerle nasıl olacak bilmem. Bizim okulda hala orta ve ilkler birlikte. İlk okul kısmından 3 ve 4'ler var sadece. Okulun durumu müsait diye değişiklik yapmadılar. Ama bu sabah müdürden duyduğum seneye okulları değişecekmiş. Öğretmen belli değil. Ne gerek var son yıl için anlamadım. Orta kısımda da çoğu öğretmen değişmiş. Çocuklar yeniden başa dönüyorlar bir yerde. Maalesef burada öğretmen değişikliği çok fazla oluyor. Yeni sistem bir yanda....Bakalım nasıl bir yıl olacak merakla ve endişeyle beklemekteyim....

15 Eylül 2013 Pazar

Altınköy.....dünden kareler

 Güneş her daim güzel....

 Gün batımı muhteşemdi. Bana kalsa ben ayrılmazdım ya bu sahilden.....

 Ada güzelim...


 Ve Deniz beyler....

 Altınköy'de masa olayı yok. Aslında bu yıl birilerinin özel mülkü varmış oraya birkaç masa koydular ama tuzlu. Bizim hasırımız var ne gerek onca parayı vermeye...

 Uzaktan koyun görüntüsü...

Olayı biraz da ben mavileştirdim:)))

Bu hafta İzmir'de ciddi bunaltıcı bir hava vardı. Hafta için resmen kavrulduk-boğulduk....Eeee bizim halimiz  malumunuz artık. Cumartesi için deniz planı yaptık, pazara yukarının fayans işi varda....Sezon sonu Seferihisar Ekmeksiz ısınmaya başladığı için orada karar kıldık. Hazırlandık gittik bir baktık kamp alanı kapalı. Otel yapılacakmış kapatmışlar:((( O kadar temiz ve güzel bir koyki anlatamam nasıl olur, nasıl peşkeş çekerler...Ayrıntısını bilmiyorum tabiki....
Neyse onca yol gitmişiz geri mi döneceğiz. Direksiyon döndü Altınköy'e....Urya Yağcılar Köyü'ne bağlı bir yer burası. En az Ekmeksiz kadar temiz ve soğuk. Zaten denizden karşılıklı iki koy gibi de düşünülebilir.  Hep Urla'ya gidişte uğradığımızdan öğleden sonraları gidiyorduk. İlk kez tüm gün kaldık. Ağaç gölgesi sorunu var burada. Ama okul açılacak ya gelen azdı bir de sabah saatinde uygun bir yere çöktük hemen:)) hava da yakmıyordu, deniz nispeten ısınmış.... İnanılmaz keyifli ve huzurlu bir gündü benim için. Dönmek istemedim. Hatta haftaya kamp kursak bir gece kalsak acaba çocuklar üşür mü diye hala düşünmekteyim.....

 Kayaların arasındaydı bu güzellik....

 Kahvaltı soframız....


Ağaç nasıl ama....

5 kitaplı çekiliş


Sevgili İlknur 2. kitap çekilişinde tam 5 kitap hediye ediyor. Kitaplara dayanamam derseniz buraya bir tık lütfen.....

13 Eylül 2013 Cuma

Kazandığım kitaplarım


Kitaplarım olmadan asla bloğunun sahibi arkadaşımız Emine bir çekiliş düzenlemişti. Hediyesi kitap olan çekilişin kazananı ben olmuştum. Hediyem bugün elime ulaştı. En kısa sürede okunacaklar arasına girdiler. Teşekkür ederim Emine:)))

12 Eylül 2013 Perşembe

Tatsız günler....


Yine tatsız bir gündem var. Gencecik insanlar ölmeye, yaralanmaya başladı yine.....Neyin kini bu anlamak mümkün değil. Ağaçların kesilmesine karşı çıktı diye gençleri resmen öldürüyor adam... Bugün açıklamaları vardı Erdoğan'ın..Satır aralarından bir cümle
"Tek şey tanıyoruz.
İnsan mutluluğu.
İnsan sağlığı.
Bunun içinde ne gerekliyse onu yapıyoruz."
Kim mutlu Türkiye'de şu anda acaba....


Ne doğru demiş.....Bir de aşağıdaki gibi belediye başkanlarımız var. Adamın yazdıklarına bak. Zeka yaşını tahmin et. O derece yani....




11 Eylül 2013 Çarşamba

4 yastıklı minder....




Nette geçen yıllarda görüp yine aylar önce yaptığım bir minder bu. İçinde 4 yastık var minderimizin. Katlayınca az yer kaplıyor. Benimkiler için biraz küçük kaldı. Daha küçük çocuklar için oldukça kullanışlı olabilir.
Dediğim gibi çok eski bir şey. Bu arada benim bilgisayar defalarca çöktü kayıtlarım gitti, link veremiyorum. Basitçe anlatmaya çalışırsam....3 parçadan oluşuyor. Ön yüzü tek parça arka yüzü iki parça. Arada açıklık kalmasın diye ben o arkadaki parçaları üstüne binecek şekilde dikmiştim. 4 yastığın büyüklüklerine göre aralar dikiliyor. Arkadaki açıklıktan da yastıklar yerleştiriliyor.