31 Ağustos 2013 Cumartesi
Duba niyetine...
Ürkmez'deki 5 günlük tatilimizi de bitirip döndük. Bol çocuklu, bol gürültülü ve curcunalı bir tatil oldu...Çocuklar azıtmanın dibini gördüler. Denizde olamadıkları saatlerde ev içinde sürekli faaliyetteydiler...
Gidilen yerde duba olmadığı için pazartesi bu görevi Devrim yaptı:)) Malesef babamız sonraki 3 gün çalıştı ve 2 çocuk bana kaldı. Çocuklarla tatil yapmak hem keyifli hem stresli hem yorucu. Ada artık yüzdüğü için kafasına göre takılıyor bir bakıyorum metrelerce açılmış. Ben de peşinden...Deniz arkadaşları olduğundan fazla açılma talebinde bulunmadı da biraz rahat ettim. Değilse ikisiyle çookkkkk zordu...
25 Ağustos 2013 Pazar
Kuşlar çerçevelendi...
Sevgi kuşlarım çerçevesini buldu.....Devrim'e kredi kartı yukarıdaki beyaz kutu ile gelmiş. Atılmış olarak görünce hemen himayeme aldım. Yaptığım çarpı işiyle de uyumlu oldular.
Önce kutunun içindekalacak boşlukları kapatmak için pötikare desenli kağıt yapıştırdım. Üzerine de işlemeyi...Biraz daha süs için mekik oyasından yararlandım. Annemin eskiden yaptıklarından bu oya. Vermişti bana. Uğur böceğimiz de kondu....
Bu arada annem geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ürkmez'de ev tuttu, torunlarına hediye...Benimkilerin denizden geldiği yok ama kuzenlerle olacaklar ya istediler gitmeyi. 5 gün ortalarda yokum. Orada net durumunu bilmiyorum. Bol çocuklu, bol curcunalı bir tatil yani. Babamız da sadece 1 gün bizimle olacak. Çalışacak. O mu ben mi diye de düşünmadan edemiyorum:)))))
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzP6V-Sockb8S2ygUGi22iesfIxUe8LrTcBtJIIo93maF6W018V3v17jatM7vc87i5yDdztc8Pbs7QIuwGgySU3m3rzElgh_GSI4qL1CAOyBHsRfie-zugnlZAmNDzSyi_oOXQ_lC78f_E/s1600/craftparty.jpg)
24 Ağustos 2013 Cumartesi
Kaç zil kaldı örtmenim...
Diyarbakır Silvan'a tayini çıkar stajyer bayan bir öğretmenin 1 yıllık hikayesi anlatılıyor kitapta.
"Gülümsedi. Gencecik gülümsedi. Silvan'daki kadınların çoğu gibi onun da yaşı gülümseyişinde saklıydı......"
"Bilmediğim bir dilde konuşulması kendimi dışlanmış hissettiriyordu. Kaldı ki her günü huzursuz geçirmeme neden olan terörün diliydi o. Korkumun, huzursuzluğumun sorumlusu... Muhatabın karşında yoksa, gördüğünü suçluyordun. Bir dil sırf bu yüzden suçlanır mı? Utanç duysam şimdiden başlayıp ölene kadar, neye yarar? Ama böyleydi. O gün adını koyamasam da Kürtçe konuşulmasına duyduğum tepkinin altında yatan buydu. Bütün Kürtleri PKK'lı zanneden anlayışın payıma düşeni......."
"....Silvan-Diyarbakır arası rutin kimlik kontrolleri yapıldı. İkinci kontrolde yanıma yaklaşan askere kimliğimi uzattım, inceledi, ne iş yaptığımı sordu. Sonra da kibarca geri verip 'buyurun Hoca'm' dedi. Benden sonra Aynur'un kimliğine baktı. Evirip çevirdi, doğum yeri hanesinde Diyarbakır-Silvan kelimelerini sesli okuduktan sonra kimliği Aynur'un kucağına fırlattı......"
Aygündüz hiyakeyi kendi yaşantısından yola çıkarak yazmış....
"Gülümsedi. Gencecik gülümsedi. Silvan'daki kadınların çoğu gibi onun da yaşı gülümseyişinde saklıydı......"
"Bilmediğim bir dilde konuşulması kendimi dışlanmış hissettiriyordu. Kaldı ki her günü huzursuz geçirmeme neden olan terörün diliydi o. Korkumun, huzursuzluğumun sorumlusu... Muhatabın karşında yoksa, gördüğünü suçluyordun. Bir dil sırf bu yüzden suçlanır mı? Utanç duysam şimdiden başlayıp ölene kadar, neye yarar? Ama böyleydi. O gün adını koyamasam da Kürtçe konuşulmasına duyduğum tepkinin altında yatan buydu. Bütün Kürtleri PKK'lı zanneden anlayışın payıma düşeni......."
"....Silvan-Diyarbakır arası rutin kimlik kontrolleri yapıldı. İkinci kontrolde yanıma yaklaşan askere kimliğimi uzattım, inceledi, ne iş yaptığımı sordu. Sonra da kibarca geri verip 'buyurun Hoca'm' dedi. Benden sonra Aynur'un kimliğine baktı. Evirip çevirdi, doğum yeri hanesinde Diyarbakır-Silvan kelimelerini sesli okuduktan sonra kimliği Aynur'un kucağına fırlattı......"
Aygündüz hiyakeyi kendi yaşantısından yola çıkarak yazmış....
Tablet kazanmak ister misiniz?
Blog Hocam, okuyucularına tablet hediye ediyor! Ukash kartın adresi KartTR sponsorluğunda düzenlenen çekilişle 3 kişiyi birbirinden güzel ödüller bekliyor. İsteyen her bloggerın katılabileceği bu çekiliş sonunda birinciye tablet bilgisayar, ikinciye MP3 çalar, üçüncüye ise kitap seti verilecek. Çekiliş sayfasına gitmak için buraya tıklamanız yeterli.
23 Ağustos 2013 Cuma
Mutluluk paketi
Kutumun güzelliğine bakar mısınız. Çok zevkli bir seçim:)))
İçinde çıkanlar. Kupam, şirin cüzdanım, banyo eldiveni, çocuklara bonibon, ojeler, sabun....Bi dünya mutluluk yani
Gördüğün gibi Sena evinde erkek çocuk varsa banyo eldiveni olur sana boks eldiveni.....Deniz görür görmez bu amaçla elien taktı.....
Sevgili Hayal hoş bir etkinlik düzenlemişti geçtiğimiz haftalarda. Mutluluk Paketi. Katılanlar eşleştik bana genç bir blogger arkadaşımız Sena çıkmıştı. Dün kargoya verilen paketler bugün sorunsuz olarak ikimize de ulaştı.
Sena cidden çok tatlı bir insan. Sabah baktığınızda sadece bir "günaydın" demek için mail atacak kadar:)) Hani unuttuğumuz değerler bunlar. Güzel ve bir o kadar keyifli paketin için de çok teşekkür ederim Sena:)))
Kendiminkinin fotoğrafını çekmiştim. Sistem yeni ya karışık da bulamadım desem fotoğrafı.....Sena'dan aldım....
İçinde çıkanlar. Kupam, şirin cüzdanım, banyo eldiveni, çocuklara bonibon, ojeler, sabun....Bi dünya mutluluk yani
Gördüğün gibi Sena evinde erkek çocuk varsa banyo eldiveni olur sana boks eldiveni.....Deniz görür görmez bu amaçla elien taktı.....
Sevgili Hayal hoş bir etkinlik düzenlemişti geçtiğimiz haftalarda. Mutluluk Paketi. Katılanlar eşleştik bana genç bir blogger arkadaşımız Sena çıkmıştı. Dün kargoya verilen paketler bugün sorunsuz olarak ikimize de ulaştı.
Sena cidden çok tatlı bir insan. Sabah baktığınızda sadece bir "günaydın" demek için mail atacak kadar:)) Hani unuttuğumuz değerler bunlar. Güzel ve bir o kadar keyifli paketin için de çok teşekkür ederim Sena:)))
Kendiminkinin fotoğrafını çekmiştim. Sistem yeni ya karışık da bulamadım desem fotoğrafı.....Sena'dan aldım....
Takas kitaplar...
İlk kez Ayşım'la takas yaparak başladığım kitap takası işini çok sevdim ben. Bugüne kadar 5 takas yaptım.
Kimi kitapları evde sadece ben okuyorum. Şu çerezlik tabir edilen kitapları sadece ben okuyorum. Devrim eline almaz. Çocuklarında büyüdüklerinde bunları okuyacağını hiç sanmıyorum. Bu yüzden bazen bu kitaplara para vermek zoruma gidiyordu. Hani bir kitabı sadece bir kişi okusun....
Takas olayı bu anlamda çok sardı beni. Benim bazen de annemin okuduğu kitapları vikitap'taki listeme ekliyorum. Yukarıdakiler 2 farklı takastan gelen kitaplarım. Bir de PTT'nin sadece kitap gönderiminde bir hizmeti var. Yanına başka birşey eklemezseniz kitaplar 2.5 liraya gidiyor. Bu da ayrı bir hoşluk tabiki. 2 kilo sınırı varmış sanırım. Bizim Buca'daki şubeye bu konuyu anlatamadığımdan benim kitaplarımı merkezden Devrim gönderiyor. Yani kimi şube azıcık zorluyor sizi ama var böyle bir hizmet orası kesin...
22 Ağustos 2013 Perşembe
Sevgi kuşları
Yine görür görmez yapmalıyım dediğim çarpı işi şablonlardan biridir bu. Yapımı yeni değil aslında ama çerçevelenmesi yeni. Ne zamandır kendine uygun yeri arıyordu. Buldu en sonunda bulmasına da bu kezde bilgisayarımın azizliğine uğradı fotoğraflarım...
Bahsetmiştim bayram dönüşü bilgisayarımın beni terk ettiğini farkettik. Çok gelişmiş birşey değil ama benim teknoloji kapasiteme yetip de artıyordu bile. Çocukların bazı istekleri nedeniyle linux yerine windows yüklenmişti. Devrim yeniledi diskimi 2 gün önce yeniden terketti beni....Bir zaman laptoptan idare ettim. Q klavye oluşu beni zorluyor onunda. Ama benim küçük eşşek bir bilgisayar hevesine kapılıp fare girişini zedeleyince....Faresiz bilgisayar kullanımı ne zormuş. Neyse çok uzattım. Denemelik PCBSD diye birşey yükledi Devrim şimdi. Ve ben bu sistemde fotoğraf nasıl yüklenecek bulamadım. Babamızda bilmiyormuş...
Artık bir zaman bilgisayarımda kayıtlı fotolarla yoluma devam edeceğim. Daha önceden yaptığım çarpı işlerini, şablonlarını paylaşayım bu arada....
21 Ağustos 2013 Çarşamba
Dondurma çubuklarından tabakımsı birşey...
Arkadaki foto, üniversiteden mezuniyetimde anne ve babamla....
Minik deniz kestanelerime bakar mısınız. Gerçekten çok minikler...
Ne uzun zaman oldu şuraya kendi el yapımı birşeyleri koymayalı...Tembelimki bu konuda ne tembel. Boşlukları şu sıralar sadece kitaplar dolduruyor. Ama biraz biraz dönme belirtileri gösterir gibi oldum. Canım bir şeyler yapmak ister oldu...
Epey zaman önce nette görüp aklımın bir yerlerinde kalan bu tabakımsı şey de bu anlamda yapıldı. Kestiğim mukavvanın üstüne yapışkanlı kağıtla kaplayıp sonra da dondurma çubuklarını yukarıda görüldüğü gibi yapıştırdım. Sadece vernikledim. Doğal rengi kalsın diye.
Yaparken içinin ne ile dolacağı belli değildi. Sonra ortalığı temizlerken dolap üstlerinde plastik kaplarda kalmış bu kabuklar elime geldi. Yıkadım onları da doldurdum tabakımsı şeyime...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzP6V-Sockb8S2ygUGi22iesfIxUe8LrTcBtJIIo93maF6W018V3v17jatM7vc87i5yDdztc8Pbs7QIuwGgySU3m3rzElgh_GSI4qL1CAOyBHsRfie-zugnlZAmNDzSyi_oOXQ_lC78f_E/s1600/craftparty.jpg)
20 Ağustos 2013 Salı
Kitap Sihirbazı....
Kitap Sihirbazı'nın bloglara yönelik promosyon puan uygulaması ikinci ayında. Ben ilk aydan kazandığım puanlarla alıışverişimi yaptım bile. Elif Şafak ve Emrah Serbes puanla aldığım kitaplar....Tek Bir Bakış Yeter'i de okuma şenliği için almıştım. https://www.facebook.com/KitapSihirbazi?fref=ts
19 Ağustos 2013 Pazartesi
Okuma Şenliği bitenler....
Küçük yaşta kendinden yaşça büyük bir ağanın ikinci karısı olmak durumunda kalan Dürü kızın hikayesini anlatıyor kitap. Dili güzel, anlatımı güzel, konusu acı bir hikaye....
Fakir Baykurt köy öğretmeni. Okuma Şenliği'nde mesleği yazarlık olmayan birinin yazdığı kitap kısmı için okudum bunu...
Hem keyifli hem de öğretici bir serüveni olmuş Don Kişot'un. Ben yasaklandığını bilmiyordum. Neredeyse tüm çocuklar tanır Don Kişot'u ama bu kitapta yasakçı zihniyetten kurtulamamış...
Vikipedi'den aldığım bilgiye göre " 17. yüzyıl'ın başında İspanya’da yazılan satirik roman, İspanyol engizisyonu tarafından “Hayırseverliğin değersiz kılınması” nedeniyle yasaklandı. Daha sonra bazı bölümleri sansürlenerek basılan kitap İspanya’da ancak 19’uncu yüzyılda eksiksiz olarak yayımlanabildi."
Türkiye'nin ilk jinekoloğu, ilk kadın doğum kliniğini açan kişisi ve İstanbul Boğazı'nı yüzerek gezen ilk kadın Pakize Tarzi.... Aynı zamanda Afgan kralının yeğeni Fettah Tarzi ile evli. Hem eğitimi ile dolu dolu yaşamış hizmet etmiş, hem de renkli tanıdıklarıyla canlı bir hayatı olmuş Tarzi'nin....
Türü kurgu olmayan kitap şıkkı için okudum Tarzi'nin Anılar'ını.
18 Ağustos 2013 Pazar
Fayans işleri,,,,,
Devrim yine aldı sazı eline....Epeydir inşaat işimiz olmuyordu. Oldu...Üst katta salonun duvarı kışın biraz rutubetlenmişti. Aynı şekilde çocukların odasının tavanında da az buçuk belirtiler oldu. Devrim teras duvarlarına fayans yaparak sorunu çözeceğinin düşünüyor. Yaz başından beri duvarlar iyice kurumuştur dedik, Devrim baba işe başladı. Ağır ağır halledecek bu işi.... Yapa yapa epey öğrendi bu işi bu arada:)))
Kış hazırlıkları.....
Kış hazırlıklarında beni en korkutan patlıcan oymaktır. Ama o kadar da güzel olur ki bunun dolması yapmasan olmaz... Dün sabahtan oydum 4 kilo patlıcanımı bir güzel terasa güneşe astım. Ama süprizzz. Önce toz fırtınası (ben bolkondakileri kurtarma telaşındaydım) Sonra fırtına karışık yağmur....Aklıma gelene kadar ıslanmışlardı.. Bakalım durumları ne olacak.
Biberli domates turşusu yaptım dün bir de. Biri süper acı biri acımsı tatlı. Göz kararı biberleri yıkayıp doğradım. Domatesleri de soyup doğradım. Sarımsak ekledim. 1 litrelik kavanozlara 1 çay bardağı sirke ekledim. Ve tuz.. Beklesinler olsunlar bir güzel....
Oyduğum patlıcanların içini atmaya kıyamam. Onları da tuzlu suda beklettikten sonra doğradım. Domates ve biber ekledim. Azıcık zeytinyağı da ekleyip kavurdum. İster böyle tüketin ister börek harcı yapın çok güzel oluyor. Bir kısmını dün börek yaptım bir kısmını da dondurucuya gönderdim....
Fasülyelerimi de cuma günü annemde halletmiştim. Ödemiş'ten geldi tazecik fasülyeler. Fasulyeleri de ben temizleyip ayıkladıktan sonra domatesle biraz pişiriyorum. Rengi dönene kadar. Soğuduktan sonra poşetliyorum. Kışın büyük rahatlık...
Sırada şişe domatesi var. Ki en büyük işim. Ne olur ne olmaz yeniden patlıcan oyulacak artık.
Biberli domates turşusu yaptım dün bir de. Biri süper acı biri acımsı tatlı. Göz kararı biberleri yıkayıp doğradım. Domatesleri de soyup doğradım. Sarımsak ekledim. 1 litrelik kavanozlara 1 çay bardağı sirke ekledim. Ve tuz.. Beklesinler olsunlar bir güzel....
Oyduğum patlıcanların içini atmaya kıyamam. Onları da tuzlu suda beklettikten sonra doğradım. Domates ve biber ekledim. Azıcık zeytinyağı da ekleyip kavurdum. İster böyle tüketin ister börek harcı yapın çok güzel oluyor. Bir kısmını dün börek yaptım bir kısmını da dondurucuya gönderdim....
Fasülyelerimi de cuma günü annemde halletmiştim. Ödemiş'ten geldi tazecik fasülyeler. Fasulyeleri de ben temizleyip ayıkladıktan sonra domatesle biraz pişiriyorum. Rengi dönene kadar. Soğuduktan sonra poşetliyorum. Kışın büyük rahatlık...
Sırada şişe domatesi var. Ki en büyük işim. Ne olur ne olmaz yeniden patlıcan oyulacak artık.
17 Ağustos 2013 Cumartesi
17 ağustos
Bunca yıl geçti üzerinden, bunca acı yaşandı. hatta pek çok deprem daha oldu. Ölümler oldu başka başka kentlerde. Peki bir sonrakinde yaşanabilecek ölümleri engellemek için ne yapıldı. HİÇ. Kocaman bir hiç...Bugün pek çok politikacı Türkiye'nin kanayan yarasına parmak basacak. Gazeteler-TV'ler özel yayınlar yapacaklar. Yarın yine yolumuza yürüyüp gideceğiz. bir sonraki depreme kadar.......
16 Ağustos 2013 Cuma
Dalga...
Aslında Dalga adlı kitabı okuyalı baya oldu. Yeni olan filmini de izlemiş olmam...
Kitapta, faşizmin uygun şartlarda çok da kolay ortaya çıkabileceği anlatılıyor. Amerika'da bir lisede geçen hikayede öğretmen, derste bir anda diktatörlüğü canlandırmaya karar veriyor ve " olur mu biz medeni insanlarız" diyen öğrencilerin ne hale geldiği anlatılıyor......Ben her zaman kitabı filme tercih etmişimdir. Kitabı okuduktan sonra filmi seyretmeye itirazım olmaz. Burada da öyle oldu. Kitap kadar vurucu olmasa da filmi de beğendim açıkcası...Okumayanlara özellikle kitabı tavsiye ederim....
14 Ağustos 2013 Çarşamba
Komik görüntü...
Dün İstanbul'da yaşayan arkadaşlarımız vardı bizde. Ödemiş'e bayramlaşmaya gelmişler...Akşam Devrim işten geldikten sonra Özcan nete girmek için şifre sordu. Devrim'in aklında yokmuş kendi laptopunu açtı bakmak için. O vakit bu komik görüntü çıktı ortaya. Yani İstanbul'dan arkadaşı gelmiş net üzerinden sohbetteler:)))
13 Ağustos 2013 Salı
Elma ağacım....
Bugün arkadaşlarımız misafirliğe geldiler. Gelirken de bahçemize hediyeler getirmişler. Elma ve armut ağacı.....Bakalım anlaşabilecekmiyiz bu ağaçlarla. Umarım bahçemizle uyumlu olurlar.....
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Bayramlık haller....
Bayramda çocukların hali. Hani adettir çocuklar püri pak giyinip gezmelere gider. Benimkiler dededen sonsuz izinle Urla'da ekili olmayan ön bahçeye göl yaptılar. Kuyu var suda bol....Biz de bir gün önceden yorgunduk, temizlik-ikramıklar derken. Kimse bulaşmadı bunlara gönüllerince çamura battılar:))))
Dün de annemi de aldık deniz keyfi yapalım diye. Urla'da gidememiştik çocuklar istediği halde. Ama nerden ne kaptık bilmem...Önce cumartesi bende başladı sorunlar dün de çocuklar da ishal-kırıklık....Girdik yüzdük yine de:)))
Bu arada bilgisarım çöktü. Laptopta Q klavye ile resmen işkence çekiyorum...
10 Ağustos 2013 Cumartesi
Hayırlı bir iş......
Devrim'in kızkardeşi Işın (küçük görümcem) bayramın 1. günü nişanlandı. Kağan ve Işın'a en kocamanından mutluluklar:)))))
7 Ağustos 2013 Çarşamba
Okuma Şenliği 1. ay dökümü....
Pinuccia'nın başlattığı Okuma Şenliği'nin ilk ayını devirdik. Benim şu aralarki kitap okuma sapıklığım nedeniyle bu bir ay epey verimli geçti diyebilirim. Okunması gereken 12 kitaptan 10 tanesini bitirdim.
5 puan: Kuralların hepsini boşverip canının istediği herhangi bir kitabı okuyanlara.
Küçük Ağaç'ın Eğitimi/ Forrest Carter /280 sayfa/ Say yayınları
5 puan: Genel kural en az 200 sayfalık kitap okumak olsa da 150 sayfadan kısa bir kitap okuyanlara.
Kartal Pençesinde/Peyami Safa /104 sayfa/ alkım
10 puan: Okuduğu kitabın adında bir renk olanlara.
10 puan: Bir serinin ilk kitabı dışındaki bir kitabını okuyanlara.
Güneşi Uyandıralım/ Jose Mauro de Vasconceles /256 sayfa/ Can yayınları/
Şeker Portakalı'nın devamı
15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara. Doğu'dan Uzakta/ Amin Maalouf /457 sayfa/ Yapı Kredi/
20 puan: Hiç görmediği bir ülkede olayların geçtiği bir kitap okuyanlara.
Tuzak/Ram Oren /400 sayfa/ Goa/ Konu İsrail'de geçiyor.....25 puan: 400 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.
Martın Eden/Jack Landon /516 sayfa/ Sis Yayıncılık
25 puan: Romanın yazarı veya karakterlerinden birinin adı veya soyadı kendisininkiyle aynı olan bir kitap okuyanlara. İmparator/Erol Toy /388 sayfa/ May Yayınları
Vehbi Koç'un yaşam hikayesini anlatan bir kitap. Kitapta Vehbi Koç, Fehmi Çok adıyla hayat buluyor. Karısı ise "Saadet".....
30 puan: Kendi doğum yılında doğan veya ölen bir yazar tarafından yazılmış bir kitap okuyanlara. 254 sayfa/ arkadaş yayınevi
Mutlu bayramlar....
Hoş son birkaç gündür pek çok ailenin tadı kaçtı, bayramı zehir oldu......Ben yine de herkese musmutlu, sevdikleriyle keyifli bayramlar dilerim.....Başkalarının bayramını zehir edenlerinki hariç.....
6 Ağustos 2013 Salı
Okuma Şenliği için biten kitaplar-2-
1944 yılını anlatan kitap, dönemi gayet güzel anlatmış. Hikaye yazdığı şiir kitabı nedeniyle aranan edebiyat öğretmeni etrafında şekilleniyor. Sağlık sorunları olan öğretmen, teslim olmamak için sürekli kaçıyor ve bu arada da dönem gayet güzel anlatılıyor....Kitabın sonu da süprizlere gebe aslında....
Bu kitabı türü kurgu olmayan kitap şıkkı için okudum bu arada....
Küçük Ağaç Eğitimi uzun zamandır alınacaklar listemdeydi. Kızılderili yazar Forrest Carter'ın otobiyografik kitabı...Daha 5 yaşında hem annesi hem de babasını kaybeden küçük bir çocuğun hikayesi...Kızılderililerin hoş öğretileri, güzel bilgileri kitapta bol bol yer alıyor....
Canının istediği itabı okuma şıkkından girdi listeye bu kitap.....
Eski arkadaşlarının ölümü üzerine doğukları ama terk ettikleri ülkede yeniden biraraya gelen arkadaşların hikayesi...Tam bir Amin Maalouf hayranı olan ben eski kitaplarındaki tadı bunda bulamadım açıkcası...
Kendi dışında herkesin okuduğu kitabı okuyanlar şıkkının kitabıydı...
Yine görüp arka kapaktan konusunu fazlaca merak edip aldığım bir kitap. 516 sayfa olunca bekleyenler arasından çıkıp Okuma Şenliği kapsamına giriverdi. 400 sayfanın üzerinde bir kitap okunması gereken şıkka ait kendini...
Açıkcası o kadar merak etmeme karşın sıkıldım azıcık. Biraz fazla uzatmalar olmuş sanki. Ama konu yine de ilginç. Çocukluğundan beri çalışmak durumunda olan denizci Martin Eden, zengin bir kızla tanışınca yazar olmaya karar veriyor. Bunun için saatlerce okuyup, yazıyor, kimsenin aşağılamalarına aldırmıyor.....Yarıya kadar sıkılmıştım ikinci yarıda inanılmaz sardı beni.....
Pinuccua'nın Okuma Şenliği için kaldı geriye 4 kitap. Kitaplarım hazır okunuyorlar.....İlk bitirdiklerim de burada...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)