30 Mayıs 2013 Perşembe

Tozun kapladığı güneş



Dün İzmir yine fırtınalıydı. Beraberinde de bolca toz. Bizim ev yüksekte sayılır. Tepeler görünüyor epey bir. Tozun İzmir'i ne denli kapladığını görmek mümkündü yani. Bunu da çocukların okulundan çektik. Güneşin rengine bakın. Tozla kaplanmış. O kadar toz varki güneşe bu kadar rahat bakılabiliyor.....

Konak, güvercinler





29 Mayıs 2013 Çarşamba

Ağaçlara düşman olmak.....


Hükümetin abuk subuk icraatlarına anlam verkmek için uğraşmıyoruz artık. Uğraşamıyoruz belki de. Ama ağaçlara-yeşile düşman olmak en üst seviyeye çıktı artık. 2B'ler, olmayacak yerlere imar izinleri derken İstanbul'un en işlek semtindeki tek yeşil alana göz diktiler şimdi de. Hem de ne için bir bina yığını yapmak için. Çok ihtiyacı var çünkü İstanbul'un yeni alışverişmerkezlerine!!!


Aslınnda karikatür anlatıyor söze gerek bile yok.

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Orta Zekalılar Cenneti


Ben Zülfü Livaneli'nin kitaplarıyla çok geç tanışanlardanım. Daha ikinci kitabını okudum ve ikisi de çok iyiydi. Orta Zekalılar Cenneti aslında 1991 yılına ait bir kitap. Livaneli'nin o dönem gazetede yazdığı köşe yazılarının toplandığı bir kitap. Kimi yazılar dönemin geçmiş olması nedeniyle belki geçerliliğini yitirmiş ama çoğunluğu için aynı şeyi söyleyemem. Çok keyifli bir kitap diyebilirim....

Kitap kampanyası....

Komirra'nın bloğunda denk geldim. İzmir Nene Hatun Kız Meslek Lisesi'ne kitap gönderiyorlarmış. İlgilenen arkadaşlarım bloğa bakabilirler.....

26 Mayıs 2013 Pazar

Ada-Deniz



Dünün o yorgunluğunun üstüne bugün mini bir deniz keyfi de yaptık. Hiç üşenmedik sabah kalkıp Urla'ya gittik. Hoş dedemiz bir düğün nedeniyle İzmit'teymiş ama halamız vardı evde. 2 saat yüzüp, güneşlenip döndük sahilden. Birazda halamızla vakit geçirip evimize geldik....

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Çok çalıştık çookkkkk...

 Bu zat Devrim'in dikkatini çekti. Minicik, zaten ilk kareden de anlaşılıyor sanırım.
 Ben biraz objektifi ters çevirerek çekmeye çalıştım. Bu şekilde netlemek cidden çok zor. İlk kare normal makro. Daha sonrakiler ise ters objektif...



Bugün çalışmanın dibini gördüğümüz günlerden biri oldu. Dinlenmek için şimdi buraya kaçtım. Birazda çektiğim fotoları merak ettim....
Bilgisayar odasındaki tadilatan bahsetmiştim zaten. Sıvandı, bir kaç kat kireç yapıldı. Bugün de badanayı halledelim dedik. 2.5 litrelik boya aldık. Önce bilgisayar odasını bitirdik. Baktık boya bitmedi, koridora geçti. (benim sıpaların futbol sahası da canını okuyorlar duvarların) Yine bitmedi, yatak odasını da aradan çıkardık. Ama ben başta Devrim'e yardım ederken sonradan arkasından temizlik timi olarak çalışmaya başladım. Sürekli yeni bir odaya geçmek işi de yorgunluğu da katladı bu arada. Hani boya kalırsa ziyan olacak diye....

Neyse iş bitti kaba temizlik de bitti. Mama saati yapalım artık olduk. Ben yeniden evi temizlemeye başlarken Devrim'den merdivendeki (yukarının badanasından artan) boya kovasını kaldırmasını istedim. O "bu boyayı da bitirelim" anlamış. Bir baktım mendiven boşluğunun badanası başlamış. Hadiii evi bıraktım ona yardıma.....Şimdi Devrim toprağıyla oynuyor, ben kaçtım buraya....

24 Mayıs 2013 Cuma

Yasakcı ülke olduk.....




Hayyam'dan seçmeler olsun bugün de. Zaten severim o ayrı ama günün yasaklı gündemine pek uygun dizeleri....

Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş,
Hele bir de güzelle içersen daha bir hoş
Harammış şarap, olsun, bana göre hava hoş;
Hem, bana sorarsan, haram olan her şxey hoş.

Ben şarap içiyorum, doğrudur;
Aklı olan da beni haklı bulur,
İçeceğimi biliyordu Tanrı,
İçmezsem Tanrı yanılmış olur.

Ben hangi şarapla sarhoş olmak istersem olurum,
Ateşe, pita, neye taparsam taparım;
Herkes bir türlü görmek istiyor beni
Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım.


İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel
Ama Tanrı kanar mı bunlara?


23 Mayıs 2013 Perşembe

5 liraya kitaplar



Can Yayınları'nın 5 liralık kitap kampanyasını bu yıl ben de yakaladım. D&R'larda devam eden kampanyalar için öncelikle Devrim'i seferber ettim. Malum her yerde D&R yok. Devrim'e işyerlerine yakın olanlarından ısmarladım önce. (bazen Alsancak'ta bazen hastanede oluyor) Haftasonu da  Optimum'dakine gittik birlikte. Toplamda 16 tane kitap aldım. Aklım kiminde de kalmadı değil ama elimde epey bir okunacak birikti. Bitsinler bir bakalım....

21 Mayıs 2013 Salı

Odunlara devam....




Geçen hafta bahçede odunlardan küpler bulurken bunlar da geçti elime. Tam kapı stoperi olacak kıvamdalardı. Mavili olan evinde bol miktarda Fenerbahçeli olan kızkardeşime gitti. Çilekli ise anneme....
Tahtaları olduğu gibi ahşap boyası ile boyadım, üzerlerine de boyadığım taşları yapıştırdım...

Fotolar




Urla'da çektim bunları. Ne olduğunu bilmediğim bir uçucu çiçekleri dolanıyordu.

19 Mayıs 2013 Pazar

inşaat...



Bizim bilgisayar odasının bir duvarı banyo ile bitişik. Yaklaşık 1.5 yıl önce rutubet oldu o duvarda. O ara tesisatçı bakınmıştık, mutfağımı falan da yıkacaklarını söyleyince "cık" olmuştuk. Ne zamandır önünde straforla yaşayıp gidiyorduk işte.Hadi deyip giriştik geçen hafta, az az kazıdık önce. Hava alsın iyice kurusun diye 1 haftadır bekliyordu yukarıdaki gibi.
Bugün bu işi yapıp (ki çabuk bitecekti güya) 19 Mayıs konserine gidecektik akşama. Nerdeeeee....Devrim kazıdıkça duvak kalktı. Burada fotosu yok o prizlerin oralar hatta borular geçtiği yol hep boş bırakılmış. Kazdıkça kazıldı duvar. Nasıl toz oldu nasıl iş çıktı anlatamam....Kazıldı, sıvası yapıldı akşama kadar. Evde 2 çocuk gidip gelip ortalığı siliyorum ki toz diğer odalara taşınmasın.
Tozlu iş bittikten sonra duvardan duvara kitaplık , bir dünya kitap tek tek indirildi, silindi, yeniden yerleştirildi. Tamam itiraf ediyorum sonlara doğru üçer-beşer sildim kitapları. Bir ara yeniden elden geçirirm artık.
Sıva kurusun boyası yapılacak. Tozdan kurtuldum ya bundan sonrası kolay olur artık. O yorgunluğa konser monser kalmadı tabiki.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Deniz mevsimi....


Buradaki karaltı Devrim. Dipten gidip martıları uçurdu, ben de çektim...





Deniz mevsimi cidden gelmiş buralara. Bugün Urla'da Gelinkaya'ya gittik. Hatta Devrim denize girilmez bulutlu diye isteksizdi bile. Ama ne sıcak. 2 saat kaldık piştik resmen. Su hala tam ısınmamış tabiki ama hava felaketti bence...

17 Mayıs 2013 Cuma

Fotoğraf ağacında son durum....

 Ağacımın dallarını süslemek vardı kafamda zemin süsleniverdi:))) Bir adet taş boyama uğur böceğimiz var. Kağıttan basit mantarlar yaptım. Hemen oluverecek ya öyle örgü-keçe uzun sürerdi şimdi. Benim sonucu tez zamanda görmem gerekti....

 Bunlarda kaplumbağalarımız. Keçe üzerine ceviz kabuğu.....

 Yapma çiçekler serptim bir de etrafa, minik bir bahçe hvasında oldu sanki....



Bu da son çiçeğimiz. En büyük yeğenim Burak'ın fotoğrafını eklememiştim ağaca. Bilgisayarımda bir türlü bulamadım uygun bir fotoğrafını. Büyüdü ya artık hiç karelere girmiyor.....Neyse dün akşam albümleri karıştırırken babamla olan bu fotoğrafta karar kıldım. Küçüklüğü ama olsun. İsterse ve tabiki verirsen bir tane de şu halinden ekleriz....

16 Mayıs 2013 Perşembe

Fotoğraf çiçeği ağacı....




Gecikmiş bir anneler günü hediyesi bu aslında. Hani insan bazen bir şeyleri yapmayı planlar ama tam oturtamaz ya bu da öyle oldu işte....

Epey bir zaman önce bu dilimi kesip dalını da yapıştırmıştım aslında. Hatta Devrim'e minik dilimler de kestirmiştim. Ben onlara matkapla delikler açtım ki ağaca asabileyim. Niyetim üzerlerine fotoğraf yapıtırıp dalla asmaktı. Başladım da hatta ama hiç içime sinmedi....Öylece kaldı pazar günü anneye yolculuk yapamadı bu durumda.

Nette öyle dolanırken örgü fotoğraf çerçevelerine denk geldim. Aslında yıllar önce görüp yapmalı bunlardan dedeğim bir projeydi ama yapmamıştım. Bunlar olur işte deyip denedim ve sonuç...Bu kez sevdim ağacımı ben:))




Yedek çiçekler de yaptım, lazım olur belki....


Olay basit aslında. Yukarıda görülen pet şişe halkalarından yararlandım. Bu noktada Devrim "amma çöpçüsün" yorumunu da eksik etmedi..... 5 ve yarım litrelik şişelerden halkaları çıkarttım. Ağaçtakiler hep 5 litrelik şişenin halkaları. Kenarlarını tığla kapatıp bir sına dilimli ördüm. Uygun büyüklükte kestiğim keçeye fotoğrafı yapıştırdım. Onu da çiçek halkasına. Bu kadar....

İlk gidişte anneye teslim etmesi kaldı. Bir de dalların uç noktaları boş göründü gözüme. Bakalım gidene kadar birşeyler bulacak mıyım oralara da.....

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Tahta evler





Çocuklarla pazar günü yaptığımız boyama etkinliğinde benim payıma bunlar düştü. Öylesine kıyıda köşede yapmaktan kurtardığım tahtalardı bunlar. İnşaat artıkları bir nevi...Elime epeydir boyaları almamışım ya bir heves onlarla birlikte yukarıdaki gibi boyamalar yapmaya başladım. Dün de yine artık bir parke parçasının üstüne yapıştırarak yerleştirdim binalarımı. Benim binalarım parke boyuna yetmeyince çocuklarınkinden arakladım. Onlar rengarenk boyadıklarından kapatmak biraz zor oldu ama olsun. Eğlencelik bunlar.....

Bu arada 2 tane de taş boyaması denedim ki ne zevkliymiş. Şimdi benim gözler etrafta uygun taş arar durur artık:)))