30 Kasım 2012 Cuma
çamur manzarası...
Sabah uyandığımızdaki manzara buydu. Bakarmısınız akan çamura sanki göl olmuş üstelik burası oldukça yokuş bir yol. Akan çamurun resmedemedim yani....
Taa mart ayının başında başlayan toz çilem çamura döndü anlayacağınız. Harfiyat dökümü bitti bitmesine de şimdi de nedendir bilinmez kenarlarlardaki taşları kırıyorlar. Hani yedirecekleri insanlar bitmedi sanki. Yığma olarak döktükleri harfiyatı asfaltlamadıkları içinde gördüğünüz manzara ortaya çıktı. Bu yoldan hayır gelir mi....
Anlamıyorum bu partiler böyle adamları nasıl belediye başkanı diye aday yaparki....Bu gördüğünüz yoldan karşıdan karşıya öğrenciler geçecek bir de...
Düşünün İzmir'in en byük belediyelerinden biri burası....Adam resmen içine etti....
Böyle diyorum ama sadece burası değil. Yakın zamanda Hasanağa Bahçesi'ni (ki inanılmaz eski ağaçların olduğu muhteşem bir yer) kazdı, yürüyüş yollarını deldi, oyun bahçesini kaldırdı. Geçen yıl yapılan halı sahayı yıktı. Aynı anda koca araziyi delik deşik yaptılar artık ne zaman bitecek de insanlar yeniden kullanibelecekler bu alanı...Yenileniyormuş!!!!
Yine Yedigöller'i bakımsızlıktan sinekler sanmıştı. Orası da yenileniyor dendi. Önce etrafı tellerle çevrildi çok yerde. Göllere mavi muşambalar serdiler. Yüksek alan tüm poşet çöp o gellerin içine dolmuş. Eskiden hiç olmazsa toprak suyu çekiyordu. Şimdi bu muşambalarla iyice pis kokular yayılır gibi geliyor bana. Bu arada orası da düzenleniyor....Bir ara çıkıp oralardan da fotoğaf çekeyim.
Ayrıca yine belediyesinin sınırlarındaki Gölet'i özele devrediyordu nedense vazgeçmiş ama davalıklarmış. Ki Gölet de yapay olmasına karşın çok güzel bir yer arad paylaşıyorum oradan fotolarda.
29 Kasım 2012 Perşembe
öğretmenler günü için....
Öğretmenler günü geçti ama ben Deniz'in hediyesini paylaşmamıştım. Daha önce de yaptığım kuşlu panodan yaptım. Deniz bunu seçti.....
Ada içinse kararsız kaldım. Bir kaç kez ne yapalım, tüm öğretmenlerine mi birşeyler olsun diye sordum yanıt alamadım. Malesef Ada'da hediye verme olayı yoktur, çok çekingen. Tanıştıklarım var ama tümünü de tanımıyorum (10 tane öğretmeni var). Birine ver birine verme olmaz diye kaldı...
Model buradan.....
günün fotoğrafı-kış-
Her ne kadar İzmir'e kış gelmese de bugünün konusu bu. Anımsarsınız yıllar sonra ilk kez geçen yıl İzmir'e kar yağdı. O günden bir fotoğraf olsun.
28 Kasım 2012 Çarşamba
Lamba yaptım yine....
Yukarıdaki yuvarlak ahşap bir oyuncağın parçasıydı. Ortasındaki yeşil kısmı kıl testere ile kestim...
Beyaza boyadım daha sonra.....Yukarıda görülen delikler ve kelepçe arasına beyaz tel dolayarak iki parçayı buluşturdum ki lambam rahatça asılı kalabilsin.
Yine evin çöplüğünde bulduğum yuvarlak bir metal kelepçenin (sanırım eski bir boya kovası kelepçesiydi) etrafına tülü yukarıdaki gibi diktim.....
Lambam hazırlandı nihayet.....
Alttan görüntüsü. Çekerken lambasını takmamışım...Bağladığım teller bu fotoda görülebiliyor....
Denk gelenler olmuştur kapalı balkonuma bir zamanlar dantellerden avize yapmıştım. Kullanılan lambanın etkisiyle sanırım zaman içinde şekli bozuldu çirkinleşti. Yeniden düzeltmek için yerinden çıkarttım. Bir zaman öyle alt kattı atılı durdu garibim.
Daha sonra İkea'da gördüğüm bir lambadan esinlenerek yönümü değiştirdim. Yukarıdakini yaptım kapalı balkonuma....
Resimlerin altlarında nasıl yaptığımı anlatmaya çalıştım zaten. Tamamen geri dönüşüm oldu yine. Kullandığım tül de balkonumun tüllerinden takım oldu yani...Kelepçe ve tülü buluşturduktan sonra alttan büzdürerek yakma güllerle süsledim....
27 Kasım 2012 Salı
limon ağacım.....
Ne zamandır istiyordum limon ağacını. Aslında evi alır almaz dikmiştim bir tane. Ama evin en rüzgar alan tarafına dikmiştik ki (öyle olmazmış) ne kadar uğraşsam da yaşatamamıştım.
Bilmem nedendir bahçemde mutlaka olmalıydı limon ağacı. Bunca yıldır Devrim baba ihmalcilik yaptı drdu. Şu koca ağacı da yüklenip gelemezdimki. Neyse dün esmiş (ya da çenemden bıkmış nihayet) almış yukarıdakini. Baksanıza üstünde 5 tane de limonu var. Umarım bu kez yaşatacağız....
Bu da ortancam. Ortanca takıntım da yazın başladı. Yer bile hazırladım. Bakalım bu nasıl açacak.....
günün fotoğrafı-huzur-
Bi çiçeğimin açtığını görmek seni sevindirir, gülümsetir. Bahçeye, yeşile, canlanan doğaya bakmak huzur verir. Yukarıdaki de benim saksıda yetiştirdiğim mini gülüm. Gülümsüyordu sabah sabah....
26 Kasım 2012 Pazartesi
Mini astronotlarım....
Önce burada fotoğraf çektirdik....
Kıyafetlerini giyip bekleme aşamasındalar...
Alışveriş merkezinin çeşitli noktalarına yerleştirilmiş maket ve panoları dolaşıp bilgi aldılar, sorular sordular...
Kask giyme aşaması, sanırım çocukların en sevdiği kısım...
Aşağıda görünen tünel gibi yere girdiler, görevliye sordum nasıl bir ortam diye. Altlarında yumuşak bir zemin varmış, zıplattılar üstteki ekrandan da biz gördük çocukları...
Mini gezi sonlandı...
Dün Onur'un doğum gününden sonra kardeşime yakın olan Kipaya gidip alışveriş yapalım dedik. Tesadüfen yukarıdaki Ay'a ayak basıyoruz etkinliğine denk geldik. Çiğli'de 5 aralığa kadar devam ediyormuş. Fotoğraf çektirirken bir baktık asıl atraksiyon arkamızda. Devrim çocukların girdiği sıranın uzunluğunu görüp biraz mızıklansa da onu ekarte edip biz de dahil olduk.
Etkinlikte çocuklara ay, aya gidişler, uzay mekiği gibi konularda mini bir tanıtım yapılıyor. Önce dolaştılar, sonra ekrandan bilgilendirildiler en sonda tünel gibi bir alana girdiler. Ama o kıyafetleri giyip, kaskları takmak ayrı bir keyifdi. Yüzlerinden açıkca belli oluyordu....
Neyse ben olayı görüp etkinliğe çocukları kattım. Sonra başkalarının konuşmalarından önceden randevu alındığını falan öğrendim belli saatler için. Ama hiç sorun çıkmadı bizle ilgili iyi bir tesadüf oldu yani:))) Randevu olayına girsek Devrim'i hiç razı edemezdik biz.
Deniz kısa buldu geziyi (yarım saatten fazla) ikisi de eğlendiler, bilgilendiler. Mini astronot diplomalarını aldılar....
İlgilenenlere etkinlik 8-27 aralık tarihleri arasında da Balçova Kipa'da olacakmış....
Kıyafetlerini giyip bekleme aşamasındalar...
Alışveriş merkezinin çeşitli noktalarına yerleştirilmiş maket ve panoları dolaşıp bilgi aldılar, sorular sordular...
Kask giyme aşaması, sanırım çocukların en sevdiği kısım...
Aşağıda görünen tünel gibi yere girdiler, görevliye sordum nasıl bir ortam diye. Altlarında yumuşak bir zemin varmış, zıplattılar üstteki ekrandan da biz gördük çocukları...
Mini gezi sonlandı...
Dün Onur'un doğum gününden sonra kardeşime yakın olan Kipaya gidip alışveriş yapalım dedik. Tesadüfen yukarıdaki Ay'a ayak basıyoruz etkinliğine denk geldik. Çiğli'de 5 aralığa kadar devam ediyormuş. Fotoğraf çektirirken bir baktık asıl atraksiyon arkamızda. Devrim çocukların girdiği sıranın uzunluğunu görüp biraz mızıklansa da onu ekarte edip biz de dahil olduk.
Etkinlikte çocuklara ay, aya gidişler, uzay mekiği gibi konularda mini bir tanıtım yapılıyor. Önce dolaştılar, sonra ekrandan bilgilendirildiler en sonda tünel gibi bir alana girdiler. Ama o kıyafetleri giyip, kaskları takmak ayrı bir keyifdi. Yüzlerinden açıkca belli oluyordu....
Neyse ben olayı görüp etkinliğe çocukları kattım. Sonra başkalarının konuşmalarından önceden randevu alındığını falan öğrendim belli saatler için. Ama hiç sorun çıkmadı bizle ilgili iyi bir tesadüf oldu yani:))) Randevu olayına girsek Devrim'i hiç razı edemezdik biz.
Deniz kısa buldu geziyi (yarım saatten fazla) ikisi de eğlendiler, bilgilendiler. Mini astronot diplomalarını aldılar....
İlgilenenlere etkinlik 8-27 aralık tarihleri arasında da Balçova Kipa'da olacakmış....
günün fotoğrafı-köpük-
Sabun köpüğü daha bir uygun olurdu belki ama.......Havalar soğudukça deniz özlemim artıyor sanki:)))
Onur'un doğum günü
Sanırım paket makinem S.O.S. veriyor......
Delirmiş çocuklar grubu. Başta da benimkiler....
Onur'un kooocamannn panda pastası. Annesi yapmış....
Ailemizin en küçüğü Onur Ege'nin doğum günü vardı bugün. Aslında yarın 2 yaşını dolduruyor Onur ama hepbirlikte olabilmek adına Serap bugünden kutladı. Okullar yüzünden birbirini daha seyrek görek çocuklar bol bol azdılar, kafa şişirdiler.....
Delirmiş çocuklar grubu. Başta da benimkiler....
Onur'un kooocamannn panda pastası. Annesi yapmış....
Ailemizin en küçüğü Onur Ege'nin doğum günü vardı bugün. Aslında yarın 2 yaşını dolduruyor Onur ama hepbirlikte olabilmek adına Serap bugünden kutladı. Okullar yüzünden birbirini daha seyrek görek çocuklar bol bol azdılar, kafa şişirdiler.....
25 Kasım 2012 Pazar
24 Kasım 2012 Cumartesi
Öğretmenler günü......
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Sanırım bu mesleğe gönül verenler bu yıl herzamankinden daha bir hüzünlü daha bir buruktur. Yıllarca eğitim ve sağlık muhabirliği yaptım ben. Çok eskilerde kaldı belki ama her yıl öğretmenlerin sorunlarını haberleştirir, çözümlerine yer verirdik. Ama bu yıl.....Öğretmenler hiç olmadığı kadar itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Ne aldıkları parayı hak etmedikleri kaldı ne iş yapmadıkları.....
Ben inanıyorum ki çocuğuna değer veren anne-baba bu gibi salak-sepet yorumlara itibar etmiyordur asıl. Benim çocuğum çok değerli. Çocuğumu geleceğe hazırlayan öğretmenide.....Gününüz kutlu olsun sevgili öğretmenler:))))
günün fotoğrafı-örgü-
Örgü benim için böyle bir şey bu aralar. Ada için başlanmış bir süveter kendileri. Başlandı da bir türlü ilerlemedi. Öyle göz önünde dağınıklık yapmasın diye de çekmeyece tıkıldı.....
23 Kasım 2012 Cuma
SP'li çocuklar için......
Sevgili Bulut gölgesi'nden aynen alıntı....
.............................................................
Her sene bu vakitler Lösev için örer, diker olmadı satın alır çocuklarımıza hediyeler hazırlardık ya.
Bu yıl adresimizde küçük bir değişiklik yapalım dedim.
Yine çocuklarımız için, yine hayatın farklı kulvarlarında yürümeye çalışan minik savaşçı yürekler için.
Serabral Palsi li çocuklar için.
SP, anlayacağımız hali ile Beyin Felci demek.
Doğum esnasında yada daha öncesinde oluşabiliyor. Yazık ki, ülkemizde her gün 15 Serebral Palsili bebek dünyaya geliyor.
Onların bir kısmı yürüyemiyor, bazıları konuşamıyor, göremiyor, duyamıyor. Bazıları bu yoksunlukların tümünü birden yaşıyor. Ama, hepsi sevgiyi hissediyor. Hem de derinine, hem de coşkuyla.
Onun için böyle güzel gülüyorlar, insanları kollarını kocaman açarak karşılıyorlar.
Onlar ki cennete gitmeden önce dünyaya bir uğrasın diye aramıza gönderilmişler sanki.
Elbette her yaratılanın bir sebebi hikmeti vardır. Onlar da, kavgalar, hırslar, çekişmeler içinde olanlara bir fırsat sunmak için geldiler belki bu dünyaya.
Şimdi, ben bu güzel derneğin de gönüllüsüyüm.
Onları sevmeye, ziyaret edip ellerini tutmaya gönüllüyüm.
Sizin de elinizin dokunduğu bir paketi onların kucağına bırakmaya, sevginizi mutlulukla taşımaya gönüllüyüm.
Çocuklarımız için yapabileceğiniz bir şey mutlaka vardır.
Bir düşünün, olmaz mı ?
20 Aralık 2012 tarihine kadar göndermek istediklerinizi bana ulaştırabilirsiniz.
Adresimi istediğinizde e-postanıza sevinçle yazarım.
Dernek binası SP li çocuklar için hayata geçirilmiş bir oyun parkının içinde küçücük, prefabrik bir yapı.
Sadece 3 çalışanı var ve tahmin edersiniz ki işleri başlarından aşkın.
Bu sebepten dolayı göndermek istediklerinizi bana yollarsanız, ben,Nazan ve Dilek onları tasnif edip, dernek yetkililerinin planladıkları bir toplantıda çocuklarımıza dağıtırız.
Elbette size yine fotoğraflarla şükranlarını sunarak.
Şimdiden binlerce teşekkürlerimizle.
22 Kasım 2012 Perşembe
odunlar ve bu kez askı.....
Sevgili yalıtım malzemem OSB bu kez askı olarak geri döndü bana. Daha önce yaz kokulusunu yapmıştım kendime... Hala elimde 2 askılık malzeme olunca bir tane de anneme yapayım dedim.
Beyaza boyadığım malzemeyi yukarıdaki peteçe ile kapladım. Zaten dokulu bir malzeme olduğu için peçetede yaptığım kusurları da sakladı kendisi. Elimdeki askı düz olmadığından bu kez öne taktım. Minik bir çivi ile sabitledim. Arkasına da askılıklarını taktım. Anneme teslim edildi....
Askının duruşu hoşuma gidince aynısından bir tane de kendime yaptım. Hemen kapının girişine (evin içi değil, benim arada geniş bir merdiven boşluğum var kapalı) şemsiye ya da çok ıslak giyisi gibi şeyleri asmak için.....Bu kez askısı arkadan sabitlendi ama. Alt katta karıştırırken eski bir askı buldum düzdü arkaya rahatça sabitleyebildim...
günün fotoğrafı-sıcak-
İzmir'de hava sabahtan buz gibiydi. Resmen kış "ben geldim" dedi. Bu havada sıcak kelimesinni bana çağrıştırdığı tek şey deniz kıyısında içilen çay...Çabuk gel yaz....
21 Kasım 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)